30 Nisan 2008 Çarşamba

Fenilketonüri Hastalığında Diyet Tedavisinin Süresi

Fenilketonüri Hastalığında Diyet Tedavisinin Süresi

Fenilketonürili çocukların özel beslenme programı yaşam boyu olmalıdır. Yenidoğan döneminde diyet tedavisi başlanmış fenilketonürili hastalar, yetişkin olduklarında bu özel beslenme şeklini sürdürmelidirler, diyeti bırakırlarsa algılamada güçlük, dikkat azalması gelişmektedir.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Fenilketonüri Hastalığının Tedavisi

Fenilketonüri Hastalığının Tedavisi

Fenilketonüri, fenilalaninden kısıtlı özel diyet ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. İlk bir ay içinde tedavisi başlanmış ve düzenli olarak sürdürülmüş fenilketonürili çocuklar tamamen sağlıklı olarak büyürler.

Tedaviye uymayan hastalarda, zihinsel ve gelişimsel bozukluklar olabileceği için hasta sahibi olan ailelerin diyeti çok iyi öğrenmesi gerekmektedir. Fenilketonüri tedavisi bu konu ile ilgili merkezlerde sürdürülmelidir.

Eğer çocuğunuzda fenilketonüri tespit edilmişse, bu merkezlerden tedavi ve çocuğun beslenmesi konusunda ayrıntılı bilgi alınız.







hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Fenilketonürinin Hastalığının Belirtileri

Fenilketonürinin Hastalığının Belirtileri

İlk aylarda ailenin ya da hekimin fark edebileceği herhangi bir belirti gözlenmez. Bebek büyüdükçe çevreye karşı ilgisinin az olduğu, normal gelişim basamaklarını izlemediği görülür, başını tutma, oturma, yürüme gibi becerilerde yaşıtlarından geri kalır. Zamanla havaleler tabloya eklenebilir.

Tedavi edilmeyen fenilketonüri kalıcı zihinsel özürlülüğe neden olur.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Fenilketonürinin HastalığınınTeşhisi

Fenilketonürinin Hastalığının Teşhisi

Bu hastalığın "yenidoğan tarama testi" ile erken tanı ve tedavisi mümkündür. T.C Sağlık Bakanlığı 1993'den bu yana tüm Türkiye kapsamında fenilketonüri tarama programını başlatmıştır. Doğum yapılan tüm kuruluşlar, bebek hastaneden taburcu edilirken (yaşamın ilk haftası içinde) topuğundan özel bir filtre kağıdına birkaç damla kan örneği almakla görevlendirilmiştir. Ayrıca yenidoğan ve süt çocuğu izlemlerinin ve aşılarının yapıldığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezlerine, Sağlık Ocaklarına ve özel hekim muayenehanelerine de tarama için kullanılan özel filtre kağıtları dağıtılmakta, örnekler alınmaktadır.

Ülkemizde dört "Yenidoğan Tarama Merkezi” mevcuttur (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi-Ankara; İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi-İstanbul; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi-İzmir; Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi-Sivas). Tarama testi şüpheli bulunan bebekler merkeze davet edilir. Kontrol testlerle hastalığı kesinleşen bebekte hemen tedaviye başlamak gerekir. Tarama testi için kan örneği doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde alınmışsa, yalancı negatiflik riski nedeniyle test tekrar edilmelidir.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Fenilketonüri

Fenilketonüri

Fenilketonüri, vücuttaki bir enzimin (fenilalanin hidroksilaz enziminin) eksik olması nedeniyle oluşan kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Bu enzimin eksikliği neticesinde bir aminoasit kanda ve dokularda birikir. Sonuçta geri dönüşümsüz ve ilerleyici beyin hasarına neden olur. Fakat erken dönemde fark edilerek önlem alınırsa bu riskler önlenebilir.

Hastalık anne ve babadan gelen genler aracılığı ile bebeğe aktarılır. Çocuğun hasta olması için hem anne hem de babanın taşıyıcı olması gerekir. Taşıyıcı anne ve babadan hasta çocuk olma riski % 25 'tir.

Türkiye fenilketonüri hastalığının en sık görüldüğü ülkeler arasındadır. Doğan her 4000-4500 çocuktan biri fenilketonürilidir.

Bu hastalığın ülkemizde fazla görülmesi akraba evliliklerinin sık olması ile ilişkilidir.








hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Guatrın teşhisi ve Tedavi Önerileri

Guatrın teşhisi

Guatr teşhisi; muayene, kan testi (T3, T4, TSH hormonları tetkiki), tiroid ultrasonu veya sintigrafisi ile konur.

Tedavi ve Öneriler

Tedavi yöntemleri; ilaç tedavisi, radyoaktif iyot tedavisi ve cerrahi tedavidir. Guatrda erken teşhis çok önemlidir. Eğer yukarıda sayılan belirtiler gözleniyorsa en kısa sürede doktora başvurunuz. Geç kalınması durumunda hastalık ilerler, tedavi zorlaşır ve vücut sistemlerinde yaptığı hasarlar da artar.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Tiroid bezinin az çalışması (hipotroidi)

Tiroid bezinin az çalışması (hipotroidi)

Bazen tiroid bezi hormon salgılayamaz. Bu durumda ‘hipotiroidi’ denilen tablo ortaya çıkar.

Belirtileri:

· Kilo alma,

· Kabızlık,

· Soğuktan rahatsız olma,

· Aşırı adet görme,

· Kısık ses,

· Güçsüzlük, hareketlerde yavaşlama,

· Nabız sayısının azalması,

· Cildin-saçın kuru ve kalın olması.

Halk arasında iç-dış ve erkek-dişi guatr ifadeleri kullanılır. Kişinin boyun yapısına göre bezin büyümesi dışardan görünüyorsa (zayıf ve boynu uzun olanlarda görülür) buna ‘dış guatr’ denir.

Bezin büyümesi görünmüyorsa (şişman ve kısa boyunlularda görülmez) buna da ‘iç guatr’ denir. Ameliyattan sonra tekrar edenlere ‘dişi guatr’, tekrar etmeyenlere de ‘erkek guatr‘ denir.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Tiroid bezinin fazla çalışması (hipertiroidi)

Tiroid bezinin fazla çalışması (hipertiroidi)

Tiroid bezinin normalden fazla çalışarak aşırı hormon salınması durumuna ‘hipertiroidi’ adı verilir.
Belirtileri:
• İştah artmasına rağmen kilo kaybı,
• Sık sık büyük abdest yapma, sık idrara çıkma,
• Seyrek adet görme,
• Ellerde titreme,
• Sinirlilik, duygusal değişiklikler,
• Sıcaktan rahatsız olma, terleme,
• Uykuda bile nabız sayısının yüksek olması (Taşikardi),
• Göz belirtileri (göz kapağı tembelliği, gözlerin dışarı doğru çıkması, çift görme).



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Guatr Hastalığı

Guatr Hastalığı

Tiroid bezinin büyümesine ‘guatr’ denir. Guatr hastalığında troid bezinin az yada fazla çalışması durumu izlenebilir.







hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Çocukluk Çağında Şeker Hastalığının Tedavisi

Çocukluk Çağında Şeker Hastalığının Tedavisi

Çocukluk çağında insülüne bağımlı şeker hastalığı tedavisi başlıca 4 bölümden oluşmaktadır:

· Şeker hastalığına yönelik eğitim,

· İnsülin tedavisi,

· Beslenme planlaması

· Egzersiz.

d) Öneriler

· Eğer çocuğunuzda şeker hastalığı varsa bir beslenme uzmanına danışarak çocuğunuza uygun beslenme programını öğreniniz ve uygulayınız

· Egzersizin hastalığın tedavisinde önemli bir yeri olduğunu unutmayınız. Uygun egzersiz programını uzmana danışarak uygulayınız.


hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Çocukluk Döneminde Sık Görülen Şeker Hastalığı ve Belirtileri

Çocukluk Döneminde Sık Görülen Şeker Hastalığı ve Belirtileri

Çocukluk çağında görülen şeker hastalığı vakalarının %98'inden fazlasını İnsüline Bağımlı Diyabet oluşturur.
Şeker hastası çocuklarda genellikle çok idrar yapma, çok su içme ve kilo kaybı bulguları görülür.
Diğer bulgular şunlardır:
• Daha önce idrar kaçırmayan çocuklarda gece işemesi başlaması,
• Özellikle ergenlik öncesi kızlarda olmak üzere vaginal mantar enfeksiyonu,
• Kusma,
• Uzun süreli kilo kaybı veya büyümekte olan çocuğun yeterli kilo alamaması,
• Huzursuzluk ve okul başarısında azalma,
• Tekrarlayan deri enfeksiyonları.
Bu bulgular çocuğunuzda varsa en kısa sürede doktora başvurmalısınız.
Şeker Hastalığı çocuklarda komaya neden olabilir.
Şeker Hastası çocukların %50'si şeker koması adı verilen ağır klinik bulgularla seyredebilir. Zamanında fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen şeker koması vakalarında ölüme yol açan koma tablosu görülebilir.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Şeker Hastalığının Belirtileri

Şeker Hastalığının Belirtileri

İnsülin eksikliği ve/veya insülin direnci nedeniyle hücrelere giremeyen şeker belli bir kan düzeyini (180mg/dl) aştığında idrarla atılmaya başlar. Böbreklerden atılan şeker beraberinde sıvı atılımını da arttırır ve sonuçta çok ve sık idrar yapma olur. Sık idrar yapma ile olan sıvı kaybını karşılamak için çok su içilir. Organizma, enerji kaynağı olarak şekeri kullanamayınca bir taraftan iştah artması görülür. Diğer taraftan yedek enerji depoları olan yağlar ve proteinler yıkılmaya başlar. Bunun sonucunda da iştah artmasına rağmen kilo kaybı olur. Bu klasik bulguların dışında şeker hastalarında çabuk yorulma, görme bulanıklığı, sık deri enfeksiyonu, kadınlarda vaginal mantar enfeksiyonu gibi bulgular da görülür.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Şeker Hastalığı - Diyabet

Şeker Hastalığı (Diyabet)

Şeker hastalığı, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır.

Şeker hastalığı (Diyabet) Tip 1 ve Tip 2 olarak ikiye ayrılır.

Tip 1 Diyabet: Daha çok çocuklarda ve genç erişkinlerde görülür. Pankreasta bulunan ve insülin üreten hücrelerin zedelenmesi ile meydana gelir. Hastalar, insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundadırlar. Bu nedenle Tip 1 Diyabet İnsüline Bağımlı Diyabet olarak da isimlendirilir.

Tip 2 Diyabet: Sıklıkla erişkinlerde ve şişman kişilerde görülür. Hastalarda insülin salgılanmasındaki yetersizlikten çok, dokulardaki insülin alıcılarındaki direnç sonucunda şeker metabolizması bozulmaktadır. Tip 2 Diyabetin kuvvetli bir ailesel yatkınlık gösterdiği bilinmektedir. Tip 2 Diyabetliler hastalıklarının başlangıcında ve genelde uzun süre insüline ihtiyaç duymadan yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Bu nedenle Tip 2 Diyabet İnsüline Bağımlı Olmayan Diyabet olarak da isimlendirilir.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

29 Nisan 2008 Salı

Akne nedir?

Akne nedir?

Akne bir cilt problemidir.
Akne, sivilcelere neden olan cilt yağlanması durumunda ortaya çıkar.

Akne Semptomları (Belirtileri) Nelerdir?

Semptomlar:

• Siyah noktalar (yağ bezelerini tıkar)

• Sivilceler

• Acıyan veya içi irinle dolu kırmızı şişlikler

En kötü koşullarda, bir kist oluşabilir. Kist, cilt altında oluşan şişliktir. Sivilceden daha büyük olur.


Akne Nasıl Teşhis Ediliyor?

Doktorunuz cildinizdeki sivilceleri, siyah noktaları, veya kistleri kontrol edecektir. Doktorunuz, probleminizin ne zamandan beri devam ettiğini ve cilt temizliğini nasıl yaptığınızla ilgili sorular yöneltecektir


Akne Nasıl Tedavi Ediliyor?

Uzman doktorunuz size şunları verebilir:

• Sabunlar veya losyonlar

• Akneyi kurutan jel

• Losyon veya jele ilave akneyi yok etmek için antibiyotik

• Retin A içeren cilt kremleri

• Antibiyotik

En kötü durumlarda, doktorunuz dikkatli kullanılması gereken bir ilaç tavsiye edebilir. Hamile bayanların veya hamile olduğundan şüphelenen bayanların bu ilacı kullanmaması gerekiyor. İlaç bebekte doğumsal kusurlara neden olabilir.

Doktorunuz ayrıca ilaçla birlikte büyük kistler enjekte edebilir. Bu, cildinizde iz kalmasını önleyecektir.

Kendime nasıl dikkat etmeliyim?

Doktorunuzun tavsiyelerini dikkate alın. Ayrıca aşağıdaki öneriler de faydalı olacaktır:

• Günde iki defa yüzünüzü yumuşak bir sabunla yıkayın. Sabun bezinizi her gün değiştirin. Islak bez üzerinde bakteriler çoğalabilir.

• Sık sık ellerinizi yıkayın. Ellerinizi mümkün mertebe yüzünüzden uzak tutun.

• Sivilcelerinizi sıkmaktan, kopartmaktan, kaşımaktan, ve sürtmekten sakının. Bu hareketler iz kalmasına neden olabilir.

• Haftada en az iki defa saçlarınızı şampuanlayın. Saçlarınızın yüzünüze değmemesine özen gösterin.

• Eğer belirli yiyeceklerin aknelerinizi artırdığını düşünüyorsanız, o yiyeceklerden uzak durun.

• Yağlı yiyeceklerin piştiği mutfaklarda çalışmayın.

• Güneş yanıklarına dikkat edin.

• Stresden uzak durun. Kendinize sakin zamanlar ayırın, egzersiz yapın, veya gerekirse bir danışmanla görüşün.

• Doktorunuzla görüşün. Kullandığınız ilaçların listesini tutun. Hangi ilaçların ne kadar yararlı olduğunu not edin. Doktorunuza ilaçlar konusunda yardımcı olabilirsiniz.

Hiçbir zaman pes etmeyin. Temiz bir cilde sahip olana kadar, doktorunuzla en uygun tedavi yöntemini bulmak için çalışmalısınız.

hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Ağız Kokusunu Nasıl Önleyebilirim ?

Ağız Kokusunu Nasıl Önleyebilirim ?

Öncelikle şu yöntemleri deneyiniz:

•Dişlerinizi daha iyi temizleyiniz. Dişlerin arasına sıkışan yemek artıkları pis kokulu plakların oluşmasına neden olur. Florür içeren bir diş macunuyla günde iki kez 2 dakika boyunca dişlerinizi fırçalayın ve günde bir kez diş ipi kullanın. İki diş arasını her temizleyişinizde diş ipinin temiz bölümünü kullandığınızdan emin olun.
•Koku üreten bakterileri temizlemek için dilinizi, özellikle de arka bölümünü, fırçalayın.
•Daha fazla su için. Sabahları oluşan kötü ağız kokusunun sebebi, geceleri vücudunuzun suyu tüketmesidir. Eğer fazla su içmezseniz nefesiniz ekşiyebilir.
•Diş çürümelerine karşı florür ya da anti-bakteriyel içeren suyla ağzınızı çalkalayın.
•Sigara, kahve, alkol, soğan ve sarımsaktan uzak durun.
•Dişlerinizi fırçalayamazsanız, şekersiz sakız çiğneyin. Böylece asidin etkisini yok eden tükürük salgınız çoğalır ve plakların yok edilmesine yardımcı olarak nefesinizi temizler. Tatlandırıcı Xylitol içeren cikletler bakteri gelişimini engellemeye yardımcı olur.
•Çay içmeyi deneyebilirsiniz. Laboratuvar çalışmaları, siyah ve yeşil çayın, ağızdaki kötü kokunun sebebi olan kimyasalları üreten bakterileri engellediğini ortaya koymuştur.
•Eğer protez diş kullanıyorsanız, onları geceleri çıkarın ve iyice temizleyin. Mümkünse, uyurken ıslak kalmasını sağlayın. Küf , mantar ve bakterilerden temizlenmesi için onu protez temizleyici bir sıvının içinde bırakın. Ağzınızdaki, protezin temas ettiği, her bölgeyi fırçalamayı unutmayın.
•Check-up ve temizlik için düzenli olarak diş hekiminize ve dental hijyenistinize başvurunuz.. Böylece diş eti hastalıklarınızı ve diğer dental problemlerinizi kontrol edebilirler.
•Ağız kokunuzu geçici olarak engellemek için gargara yapabilir veya diğer nefes temizleyicileri kullanabilirsiniz. Ancak nefesinizi temizlemek için başka bir şeyi devamlı olarak kullanmanız gerekirse, nedenleri ortaya çıkarması için öncelikle diş hekiminize başvurun.

Eğer daha iyi bir diş bakımı nefes kokunuzu iyileştirmiyorsa, kötü kokunun diğer muhtemel sebeplerini değerlendirmesi için doktorunuzla irtibata geçin.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Ağız Kokusu Nasıl Teşhis Edilir ?

Ağız Kokusu Nasıl Teşhis Edilir ?

Eğer ağız kokusuyla ilgili bir şikayetiniz varsa diş hekiminize danışın. Doktorunuz ağzınızı, diş çürüklerini, plakları ve diş eti hastalıklarının olup olmadığını kontrol eder.

Eğer hekiminiz ağzınızı sağlıklı bulursa sizi, ağız kokusuna neden olabilecek tıbbi sorunları kontrol etmesi için başka bir doktora yönlendirebilir.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Kötü Ağız Kokum Olduğunu Nasıl Bilebilirim ?

Kötü Ağız Kokum Olduğunu Nasıl Bilebilirim ?

Nefesini kontrol etmenizin en kolay yolu şudur:

Parmağınızı yalayın ve tükürüğünüzün kurumasını bekleyin.
Daha sonra kuruyan kısmı koklayarak nefesinizin nasıl olduğunu anlayabilirsiniz.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Ağız Kokusu (Halitosis) Nasıl Oluşur?

Ağız Kokusu (Halitosis) Nasıl Oluşur?

•Plak nedeniyle oluşan diş çürüğü ve diş eti hastalığı (Plak; mukus, tükürük, yemek artıkları ve bakterilerden oluşan yapışkan bir maddedir.)
•Tütün ürünleri kullanmak.
•İlaçlardan, tükürük bezi problemlerinden ya da ağızdan nefes almaktan kaynaklanan ağız kuruluğu (Bu durum ağzınızın temizlenmesi için yeterli tükürüğünüzün olmadığı anlamına kalır.)
•Düzensiz yemek yemek
•Ülsere neden olabilen bakterilerden kaynaklanan enfeksiyon (H. pylori)
•Ağız enfeksiyonları
•Soğuk algınlığı, sinüzit, bronşit ve bademcik iltihabı gibi diğer enfeksiyonlar
•Diyabet, karaciğer ya da böbrek hastalıkları ve gastrointestinal problemler gibi diğer sorunlar





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Ağız Kokusu (Halitosis) Nedir?

Ağız Kokusu (Halitosis)

Halitosis denilen ağız kokusunun birçok nedeni olabilir. En çok görülen sebebi her gün dişinizi fırçalamamanız ve diş ipi kullanmamanızdır. Eğer yemek yedikten sonra oral hijyeninize dikkat etmezseniz ağzınızda bir miktar yemek artığı kalır. Bunlar bakteri ve küf biriktirerek kötü kokuya neden olur.

Kötü kokuya sarımsak ve soğan yemek de neden olabilir. Yiyecekler sindirilip kana karıştığında yemeklerden aldığımız maddeler, verdiğiniz nefesle birlikte ciğerlerinizden çıkarak havaya karışır. Yediğiniz tüm yemekler vücudunuzdan atılana kadar kötü ağız kokusuna neden olabilir.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

A Vitamini

A vitamini, sadece bazı yiyeceklerde bulunur ve büyüme, sağlıklı bir cilt, ve gözler için gereklidir. Tükettiğiniz gıdalardan yeterli düzeyde A vitamini alamadığınız takdirde, ilaç olarak A vitamini önerilir.

A vitamini almadan önce nelere dikkat etmeliyim?

Eğer,

• Böbrek veya karaciğer rahatsızlığınız varsa,
• Alkol bağımlılığınız varsa

İlacı kullanmadan önce mutlaka doktorunuza bildirmelisiniz.

Hamile veya emziren annelerin, yüksek dozda A vitamini almadan önce mutlaka doktoruyla görüşmeleri gerekir. Yüksek doz A vitamini bebeğe zarar verebilir.


Nasıl kullanmalıyım?

İlacı kullanmadan önce, doktorunuzdan hangi dozda ve nasıl kullanmanız gerektiğiyle ilgili bilgi almalısınız. Doktorunuzun önerdiğinden daha fazla dozda ilaç almamalısınız. A vitamini vücutta depolanan bir vitamindir. Uzun süre yüksek dozda alınan A vitamini, ölümcül olabilecek zehirlenmelere neden olabilir. Doktorunuz onaylamadığı takdirde yüksek dozda A vitamini almamalısınız.

A vitamini, hap, kapsül, veya sıvı halde bulunabilir. Eğer ilacı sıvı olarak alıyorsanız, yiyeceklerinizle veya meyve suyunuzla karıştırabilirsiniz. Hapları veya kapsülleri bütün olarak yutmalısınız.

İlacı almayı unuttuysanız, hatırladığınız an alabilirsiniz. Ancak bir sonraki ilaç saati gelmişse, unuttuğunuz dozu atlamalı, ve tek doz ilaç almalısınız. Kesinlikle iki doz ilaç almamalısınız. Eğer unuttuğunuz dozla ilgili ne yapacağınıza karar veremiyorsanız, veya birden fazla dozu kaçırdıysanız, doktorunuzla görüşmelisiniz.

Yan etkileri nelerdir?

A vitamini ilaçları, yararlarının yanı sıra yan etkileri de görülebilir. Bazen çok ciddi yan etkilere neden olabilir. Bazı yan etkiler ise bedeniniz ilaca alıştıkça, zamanla kaybolur. Eğer devam eden veya kötüleşen yan etkileri varsa, mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

A vitamini, önerilen dozda alındığında, genellikle herhangi bir yan etkiye neden olmaz.

Uzun süre yüksek dozda A vitamini almak, ciddi problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Dişeti kanaması, ağızda yara, bilinç bulanıklığı, ateş, ishal, kusma, baş dönmesi, uyuşukluk, ikili görme, dudaklarda kuruma ve çatlak, ciltte dökülme, şiddetli başağrısı, karın ağrısı, saç dökülmesi, veya ciltte sarılık gibi yan etkiler ortaya çıktığında, mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

"Burada yer alan bilgiler, A vitamini ilacının tüm yan etkilerini ve etkileşime girdiği bütün ilaçları içermemektedir. Daha fazla bilgi veya sorularınız için doktorunuzla görüşmelisiniz."

A vitaminiyle etkileşime geçen diğer ilaçlar nelerdir?

A vitamini, diğer bazı ilaçlarla etkileşime geçebilir. Reçetesiz satılan ilaçlar, vitaminler, bitkisel ilaçlar, ve bazı yiyecekler A vitamini ilaçlarıyla etkileşime girebilir. Bu ürünlerin birarada kullanılması, ciddi yan etkilere neden olabilir.

• Doğum kontrol hapları
• Kolesterol ilaçları
• İsotretinoin
• Mineral yağlar
• Orlistat
• Retinoidler

Yukarıda yer alan ilaçlardan birini kullanıyorsanız, mutlaka doktorunuza bildirmelisiniz.

Doktorunuzla görüştüğünüzde, kullandığınız ilaçların (reçeteli, reçetesiz, besin destek ürünleri, bitkisel ilaçlar ve vitaminler) listesini yanınızda bulundurmalı, ve doktorunuza hepsini bildirmelisiniz.

Hangi koşullarda saklamalıyım?

Bu ilacı, ısıdan ve ışıktan uzakta saklamalısınız. Sıvı olan ilacın ise donmamasına dikkat etmelisiniz.

-------------------------------------------------

Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlarınızı çöp sepetine atmamalısınız.
İlaçları çocukların ulaşamayacakları yerlerde saklamalısınız.
Kullandığınız ilaçları başkalarının da kullanmasına izin vermemelisiniz.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

27 Nisan 2008 Pazar

Güneş Yanıkları

Güneş Yanıkları

Güneş kumda %15, karda ise %80 oranında yansımaktadır. Bu nedenden dolayıdır ki koruyucu kremleri hem güneşli yaz günlerinde hem de yazın bulutlu havalarda kullanmak gereklidir. Çünkü bulutlu havalarda bile güneşin ulltraviole ışınlarının %80'i bulutları geçerek bizleri etkilemektedir.

Güneş ışığı yazın önemli bir malzeme olduğundan, açık havada bulunmak kişiye, yazın sağlıklı parlaklığını aldığı hissini verebilir. Ancak bu kesinlikle sağlıksız güneş yanığından başka bir şey değildir. Amerikan Dermatoloji Akademisine göre insanların büyük bir çoğunluğu 20 yaşından önceki dönemde, daha çok güneş ışığına maruz kalmaktadırlar. O nedenden dolayı özellikle çocukluk yıllarındaki güneşe maruz kalmanın zararları çok iyi bilinmelidir. Eğer çocukluk döneminde çocuklarınızın narin cildini güneşten koruyacak olur iseniz onların deri kanseri ve çabuk yaşlanma riskini azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.

Güneş yanığına Uv A ve Uv B dediğimiz ultraviole ışınlar sebep olur. Açık tenli çocukların güneşte yanma riski daha yüksek olduğu bilinmekle birlikte, koyu tenli çocuklar dahi, eğer güneşte yeterince uzun süre kalacak olurlarsa yanabilirler. Güneş yanığının hemen ardından ciltte meydana gelen zedelenme sonucu ödenen bedel, uzun vadede ödenecek olan bedelin yanında önemsenmeyecek kadar küçüktür. Çünkü güneş yanığı ve aşırı bronzlaşma sonucu: İleride habis melanoma, basal hücreli karsinoma ve sukuamoz hücreli karsinoma gibi çeşitli formlardaki cilt kanseri oluşabilir. Kırışıklık, benek oluşumu ve beyaz lekeler gibi bazı erken yaşlanma bulguları ortaya çıkabilir. Yaşına bakılmaksızın her çocuk, sabah saat 11:00 ile öğleden sonra 15:00 arası mutlaka güneşten uzak durmalıdır. Çünkü zararlı ultraviole ışınlarının 2/3' ü bu zaman diliminde saçılır.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Yanıklarda İlkyardım

Yanıklarda İlkyardım

Yanıkların mutlaka bu konuda uzmanlaşmış hastanelerde tedavi edilmesi gerekir. Bununla birlikte, çoğu durumda yanıklı hastaya ilk girişim, kazanın olduğu bölgede yapılmalıdır. Bu yüzden yanan hastaya yaklaşımda şu temel kurallara uyulmalıdır:
-Ilk iş olarak yanığa neden olan ısı kaynağı hemen uzaklaştınlmalı ve etkisiz hale getirilmelidir.
-Bu amaçla hastanın vücudunun üstündeki alev hemen bir battaniye ya da örtüyle söndürülmelidir.
-Hastanın üstündeki giysiler hemen soğutulmalı, zararlı bir kimyasal maddeye bulaşmışsa çıkartılmalıdır. Hastanın giysileri dikkatle üstünden çıkanImalıdır. Bu işlem aceleyle ve dikkatsizce yapılırsa, yanık bölgesine yapışmış olan giysilerin çıkanlması bölgenin daha fazla zarar görmesine yol açabilir. Özellikle vücuda değen ve alev olmadan da yanma özelliği olan plastik gibi maddelerin deriyi zedelemesini engellemek gerekir.

-Bulunduğu bölgeye zarar vermeyen giysileri çıkarmak gereksizdir; yanık bölgeleri sterll (mikroptan anndınlmış) gazlı bezlerle örtülmelidir.
-Bölgeyi dezenfekte etmemek ve bölgeye pomat sürmemek gerekir.
-Hasta bir an önce hastaneye götürülmelidir.
Ufak yanıklar evde de tedavi edilebilir. 'ıbölgesine herhangi bir pomat sürülmemelidir. Aynca bölgede içi berrak sıvı dolu olan keseciklerin oluşumuna neden olan yanıklarda enfeksiyon gelişmesini engellemek için bu kesecikler patlatılmamalıdır. Yapılacak tek şey bu bölgenin mikroplardan arındırıcı maddelerle yıkanması ve sargı bezleriyle bölgenin gevşekçe sarılmasıdır. (Ağır yanıklarda bölge dezenfekte edilmez.)
Böyle bir önlem bakteri kökenli bir enfeksiyonun oluşmasını engellerse de, bütün önlemlere karşın gene de enfeksiyon oluşabilir.
Yanıkların değerlendirilmesinde dikkatli davranmak gerekir; yalnızca kızanklık oluşumuna neden olsa da, yaygın yanıklarda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Geç Dönem Şekil Bozukluklarının ve Sekellerin onarımı

Geç Dönem Şekil Bozukluklarının ve Sekellerin onarımı

Geç dönem şekil bozuklukları ve sekellerin onarımı : Pansumanlarda ya da cerrahi girişimlerde iyileşen yanık yaralarının ne yazık ki büyük bölümünde izler kalır. Bazen bu izler komşu bölgelerdeki sağlam (yanmamış) dokuların işlev ya da görünümlerini olumsuz etkiler. Örneğin koltuk altının veya dirseğin yanık nedeni ile kasılması kol hareketlerini kısıtlayabilir. Göğüs bölgesindeki yanıklar memenin gelişmesini engelleyebilir. Uzun süre iyileşmeyen, ya da sürekli açılıp kapanan yaraların üzerinde cilt kanserleri oluşabilir. Yanık nedeni ile tahrip olan çeşitli dokuların yeniden oluşturulması gerekebilir (Burun, kulak gibi). Tüm bu şekil bozuklukları ve sekelleri deformitenin derinliği ve genişliği göz önüne alınarak çeşitli plastik cerrahi yöntemleri ile tedavi edilir. Bu tür onarımların çoğunda bir takım izlerin kalması kaçınılmazdır.







hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Acil ve Erken Dönem Yanıklar

Acil ve Erken Dönem Yanıklar

Acil ve erken dönem yanıklar : Yanık sonucu yaralanan kişinin hemen ya da erken dönemde tedavi edilmesi amacı ile yapılan işlemlerdir. Yanıklar erişkinlerde % 20 yi, çocuklarda % 10 u aşarsa hayati tehlikeyi taşır. Bu nedenle zaman kaybetmeden tedaviye başlanmalıdır. Hayati tehlike ekarte edildikten sonra tedavi planlaması yaraların hızla iyileştirilmesine yöneliktir. 2. derece yanıklar (çoğunlukla haşlanma yanıkları) tıbbi tedavi ile iyileşebilir. 3. derece yanıklarda ise (alev yanıkları) derinin tüm katmanları yandığından kendi kendine iyileşme söz konusu değildir, ve mutlaka ameliyatla bu bölgenin deri kaplanması gereklidir. 2. Derece yanıklar da zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmediği takdirde enfeksiyon nedeni ile derinleşir ve 3. derece yanıklar gibi ameliyat olmaksızın iyileşmez hale dönüşebilir.








hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Yanık Çeşitleri - Dereceleri

HAFİF YANIKLAR:

Vücut yüzeyinin,

% 2 sinden az olan 3. derece yanıklardır.

% 15 inden az olan 2. derece yanıklardır.

ORTA ŞİDDETLİ YANIKLAR

Erişkinlerde vücut yüzeyinin,

% 2-10 u arasındaki 3. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)

% 15-25 i arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)

% 50-75 i arasındaki 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)

Çocuklarda vücut yüzeyinin,

% 10-20 si arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)

Bebeklerde, tüm 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)

ŞİDDETLİ YANIKLAR

Erişkinlerde vücut yüzeyinin,

% 10 undan fazla olan 3. derece yanıklar ve 3. derece el, ayak, yüz, cinsel organ yanıkları.

% 25 inden fazla olan 2. derece yanıklar.

Çocuklarda vücut yüzeyinin % 20 sinden fazla olan 1. derece yanıklar

Bebeklerde, tüm 3. derece yanıklar





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Yanık Nedenleri Nelerdir?

Yanık Nedenleri Nelerdir?

Yanık, alev ya da sıvı, katı ve buhar halindeki sıcak cisimlerin doğrudan etkisiyle oluşur. Bunların yanında, elektrik çarpması ya da sülfürik asit gibi kimyasal maddelerle temas sonucunda da yanığa benzer lezyonlar oluşabilir. Dokunun gördüğü zarar, ısının yüksekliği ve dokunun ısıya maruz kaldığı süre ile doğru orantılıdır. Dokunun 550C'lik ısı-ya 30 saniye süreyle maruz kalması sonucunda yalnız o bölgede kızarıklıkla (eritem) ortaya çıkan hafif düzeyde bir reaksiyon oluşur. Isının 650C'ye çıkması, aynı sürede, o bölgedeki derinin zedelenmesine yol açar. Yanık, ne kadar derine inmişse ve ne kadar geniş bir yüzeye yayılmışsa o kadar ağırdır.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Yanıklar

Yanıklar

Yanık, vücudun bir bölgesindeki dokuların yüksek ısıdan zarar görmesidir. Hastanın yaşamını tehdit etmesinin yanı sıra, oluşan nedbe dokusu estetik açıdan sorun yarattığından her zaman acil olarak tedavi edilmelidir.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Organ Bağışı Sorular Cevaplar

ORGAN BAĞIŞINA İHTİYAÇ VAR MIDIR ?
EVET. Bir çok hasta bağışlanmış bir organ için beklerken ölmektedir. Bağışlanmış bir organ, başarılı bir nakilden sonra, gerçek bir yaşam armağanıdır. " SİZ, BİR YAŞAM ARMAĞAN ETMEKTESİNİZ"

ORGAN BAĞIŞININ VE TRANSPLANTASYONUNUN DİNİ İNANÇLAR YÖNÜNDEN AÇIKLAMASI NEDİR ?
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, organ bağışını insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlanmıştır. 6.3.1980 tarih 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Kur'an-ı Kerim'de de (Maide Suresi, Ayet 32) " KİM BİR KİMSEYE HAYAT VERİRSE, ONUN SANKİ BÜTÜN İNSANLARA HAYAT VERMİŞÇESİNE SEVAP KAZANACAĞI " beyan olunmuştur.

ORGAN BAĞIŞININ, ORGAN NAKLİNDE EKONOMİK ÖNEMİ NEDİR ?
Organ nakli hemodiyaliz tedavisinden çok daha ucuz olduğu halde ülkemizde organ bağışı yaygın olmadığı takdirde, bu maliyet ile yapılabilecek nice sağlık hizmeti ertelenebilir veya geri kalabilir. O halde organ nakli ve organ bağışı ülkemiz için hem sağlık yönünden, hem de ekonomik yönden önemli bir katkıdır.
NASIL ORGAN BAĞIŞLAYABİLİRSİNİZ ?
Tüm ülkeler ölüden böbrek temini sorununu, sağlıklı kişileri beklenmedik ölümleri halinde bütün organlarını bağışladığına dair bir belge doldurmaları suretiyle çözümlemişlerdir. Bağış belgesi taşıyan bir kişi öldüğünde artık ailesinden izin almaya gerek kalmamakta, organları alınarak hastalara takılmaktadır. Organ bağışında bulunmak için " TIBBEN YAŞAMIM SONA ERDİKTEN SONRA DOKU VE ORGANLARIMIN DİĞER HASTALARIN TEDAVİSİ İÇİN KULLANILMASINA İZİN VERİYORUM." diyen bir belgeyi iki tanık önünde imzalayıp kimlik kartı gibi taşımanız yeterlidir.
ORGAN BAĞIŞI İÇİN YAŞ SINIRI VAR MIDIR ?
Günümüzde yeni doğmuştan 60 yaşa kadar olan ölülerden organ alınabildiği gibi, 18 veya üstünde bir yaşta olup akli dengesi yerinde olan herkes ORGAN BAĞIŞ KARTINI imzalayabilir, böylece organ başında bulunabilir.

HERHANGİ BİR YERE KAYDOLMAK GEREKİR Mİ ?
Hayır. Sadece organ bağış kartını şahitlerle doldurup imzalamanız ve sürekli üzerinizde taşımanız yeterlidir.

SONRADAN FİKRİNİZİ DEĞİŞTİREBİLİR MİSİNİZ ?

Evet. Bağış kartınızı yırtıp atmanız yeterlidir. Bu konuda özgürsünüz.

ORGAN BAĞIŞI İÇİN PARA ÖDENMESİ SÖZKONUSU MUDUR ?
Hayır. Kişilerin bir bedel karşılığı organlarını vermeleri 2238 sayılı yasaya göre yasaktır.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

26 Nisan 2008 Cumartesi

GÖĞÜS YARALANMALARI

GÖĞÜS YARALANMALARI

Diğer yabancı cisim saplanmalarında olduğu gibi göğüse saplanan yabancı cisimler
de çekilerek çıkartılmaz.

Ancak göğüste bir delik var ve buradan emici bir ses geliyorsa, hemen geçirgen
olmayan bir sargı ile bu deliğin kapatılması gerekir.


hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

HIÇKIRIK

HIÇKIRIK

Diyafram kasının kasılmasıyla meydana gelen bir durumdur. Basit hıçkırıklar soluğun
tutulmasıyla ya da bir miktar su içilmesiyle geçer. Eğer hıçkırık fazla ise bir ke-se
kağıdına uzun sureli soluk alınıp verilmesi hıçkırığın geçmesini sağlayabilir.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

HAVALELER

HAVALELER

Havaleler ya çocuklarda yüksek ateşle seyreden bulaşıcı hastalıklar sırasında
ateşe yada sara gibi hastalığı olanlarda olduğu gibi doğrudan merkez sinir sistemindeki bir bozukluğa bağlı olarak meydana gelebilir.

Yüksek ateşe bağlı havaleler en çok 6 ay ile 3 yaş arasında görülmektedir. Bebeklerin
beyinleri vücut ısısı artımına karşı duyarlıdır.

Yüksek ateşe bağlı olanlarda ateşin düşürülmesi gerekir. Bu amaçla çocuğun kol
ve bacakları ıslak tülbentle silinir. Eğer bu yeterli gelmeyecek olursa bütün vücudun
soğuksu ile silinmesi gerekebilir.


Epilepsi (Sara)
Epilepsi ya da sara nöbetlerinde hasta herhangi bir an ve yerde birden bire çığlık
atarak ya da herhangi bir uyarı vermeksizin kol ve bacaklarda kasılmalarla yere düşer.

Çevre ile ilgisini keser ve gözlerini bir noktaya diker. Kasılma sırasında dışkı ya da idrar kaçırabilir. Ağız köpüklenebilir. Düşme sırasında çevrede onu aralayabilecek etkenler varsa tehlikeli biçimde yaralanabilir.

Epilepsinin nedeni beyindeki bir odağın anormal uyarılar göndermesidir.
Çehredeki yaralayıcı cisimler uzaklaştırılmalıdır. Eğer mümkünse dişler arasına
bir mendil konulabilir. Ancak bunu yaparken parmak ağıza sokulmamalıdır. Ağıza madeni
asını, dişler arasına tahta vb konmaya kalkışılmamalıdır. Dişler kenetlendi ise
kaşık sapı yada başka bir şeyle açmaya kalkışmamalıdır.
Katılma nöbetleri Bebeklerde geçici solunum durmasıyla belirgin ve bilinç kaybı ile görülen nöbetlerdir.

Daha çok ağrı, öfke, aşırı ağlama durumlarında ortaya çıkar. Genellikle sorun
yaratmaz. Ancak başka nedenin olmadığından emin olunması için ayrıntılı hekim değerlendirmesi gerekir.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

SOĞUK VE DONMA

SOĞUK VE DONMA

Ellerin ve burnun üşümesi:
Aşırı soğuk etkisi altında ellerin ve burnun aşırı morarması ve üşümesiyle giden
durumlarda ellerin koltuk altlarına sokulması burnun avuç içlerine alınması yarar sağlayacak bu bölgelerin normal vücut ısısına dönmesini kolaylaştıracaktır.

Yüzeyel soğuk çarpması:
Deri mumsu bir görünüm alır. Dokunmakla serttir. Ellerde küntlük hissedilir. Benekli bir morarma söz konusudur. Şişlik ve kabarcıklar olabilir.
Hasla sıcak bir yere alınır. Üşüyen bölgenin yine vücut ısısıyla ısıtılmasına çalışılır.

Doğrudan ısı kaynağı ile, kuru ısı kaynağı yada radyant ısıyla ısıtılmamalıdır. Bu
bölgelerin ovulmasından, masajından kaçınılmalıdır. Kabarcıkların kuru, steril sargılarla örtülmesi yarar sağlar Soğuktan donan bölgelere kesinlikle herhangi bir merhem sürülmemelidir.

Derin soğuk çarpması, kısmi donma:
Bu bölge beyaz ve sert, soğuk görünümdedir. Dokunmakla duyulanım yoktur.
Bu hastanın taşınması sırasında donan bölgeyi donmuş olarak bırakmalı, travmaya
uğraması engellenmeli ve hemen yakın sağlık kuruluşuna iletilmelidir. Eğer yakında
sağlık kuruluşu yoksa ve ulaşım saatler sürecekse:
37.7-40.5 arasında değişen ısıdaki suda donan bölge yeniden ısıtılmalıdır. Isıtıldıktan
sonra üzerine steril sargı konur. Travmaya uğrayan ekstremite yastıkla kalp seviyesinden
yukarıya kaldırılır. Donan bölge soğuktan ve soyulmaktan korunur.
Soğuktan donan kol veya bacağın veya bölgenin karla ovulması, masaj yapılması
tehlikelidir.
Doğrudan ısı kaynağına tutularak ısıtılması tehlikelidir.
Kabarcıkların patlatılması tehlikelidir.
Merhem sürülmesi tehlikelidir.
Sıkı bandaj yapılmamalıdır.
Hasta kesinlikle sigara içmemelidir.
Donan bölgenin yeniden üşütülmemesi, soğuk etkisinde kalmaması için gerekli
önlem alınmalıdır.
Hastanın rüzgardan korunan, kapalı bir yere alınması sağlanmalıdır.
Bütün ıslak giyecekleri çıkartılmalıdır.
Hastanın soğuğu geçirmeyen materyal ve battaniyelerle sarılması gerekir.
Ağızdan sıcak içecekler, şekerli şeyler verilmelidir.
ALKOL VERİLMESİ ÇOK TEHLİKELİDİR.
İyice sarılarak sağlık kuruluşuna iletilmelidir.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

SICAK ÇARPMASI

SICAK ÇARPMASI
Sıcak krampları
Bacak krampları aşırı sıcakta fazla egzersiz yapan kişilerde görülür. Dış ortam sıcaklığı
fazla olmadığı halde aşırı egzersiz yapan kişide de olabilir. Aniden başlayan
kramplar meydana gelir. Aşırı ve hareketi kısıtlayıcı ağrı olur..
Hasta serin bir yere alınır. Sırt üstü yatırılır. Hastanın doğrudan tuz alması sakıncalıdır.

Su içerisinde eritilmiş ishal tozları yararlı olabilir. Yoksa bir litre suyun içerisine ya da meyva suyuna bir çay kaşığı tuz atılarak hazırlanan içecekler verilebilir. Ağrılı kaslara masaj yapılmaz. Hasta yaptığı işe dönmemeli ve dinlenmelidir.

Sıcak çarpması:
Aşırı sıcak etkisinde kalan kişilerde bulantı, kusma, başağrısı ile belirgin tablo ortaya çıkar. Deri soluk nemli ve soğuktur. Nabız hızlı, hipotansiyon ve huzursuzluk gibi hafif hipovolemik şok belirtileri görülebilir.

Hasta hemen serin bir yere alınır. Sırt üstü yatırılır. Şok belirtileri varsa ayaklar
yükseltilir. İlk yardımın ABC'si yönünden izlenir. Ağızdan sıvı başlanır.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

AKREP SOKMASI

AKREP SOKMASI

Yılan sokmasında olduğu gibi davranılır. Kol ya da bacak hareketsiz hale getirilir.
Akrep serumu uygulanmak üzere en yakın sağlık kuruluşuna iletilir.

Bütün böcek sokmalarında ve hayvan ısırıklarında tetanoz riski vardır. Bu durumlarda
tetanoz aşısı yapılmalıdır.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

ARI SOKMASI

ARI SOKMASI

Arı ve benzeri böceklerin sokması sonucu kaşıntı, kızarıklık, ağrı ve şişlik meydana
gelir. Bazı kişilerde 24 saate kadar gecikebilen allerjik reaksiyon olasılığı akıldan çıkartılmamalıdır.

Aşırı reaksiyon olan kişilerde böbrek fonksiyonlarının yakından izlenmesi
gerekir.

Eğer varsa iğnesi hemen çıkartılır. Bu çıkarma sırasında iğnenin ucunda olan
zehir kesesinin sıvazlanarak zehrin boşaltılmamasına özen gösterilmelidir. Zehir kesesi ile iğne arasından cımbızla tutularak çıkartmak en iyisidir.
Yara sabunlu su ile yıkanır. Ağrının kaldırılmasında buz uygulanması yararlı olabilir.

Çoklu sokmalarda, göz çevresi ve ağız çevresindeki sokmalarda hasta sağlık kuruluşuna
iletilmelidir.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

HAYVAN ISIRIKLARI

HAYVAN ISIRIKLARI

Isıran hayvanın öldürülmeden bağlanması şarttır. Bu özellikle köpek ve diğer
evcil hayvan ısırıklarında önemlidir. En yakın sağlık kuruluşuna iletilerek verilen talimata göre aşılama ve diğer uygulamalar yerine getirilir.

Isırık yerinin bol su ve sabunla yıkanması yarar sağlayacaktır. Bunun dışında
herhangi bir uygulama gerekmez.

Taşınırken ısırılan bacak atele alınmalı, hastanın yürümesine izin verilmemelidir.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

YILAN SOKMALARI

YILAN SOKMALARI

Ülkemizdeki yılanlar genellikle zehirsizdir. Ancak herhangi bir durumda yılanın
bütün olarak sağlık kuruluşuna iletilmesi tanınması bakımından önemlidir.
Hastanın hemen sakinleştirmesi, sakin olarak yatırılması gerekir. Hastaya alkol
verilmemelidir. Yara bol su ile yıkanmalıdır. Derideki şişme olasılığına karşı bütün bilezik ve yüzükler çıkartılmalıdır. Sokma bölgesindeki şişliğin üst ve alt kenarlarına 5 er santimetre uzaklıktan turnike uygulanır. Bunun için lastik tüpler uygundur (Damar içi iğne yapılırken kullanılan lastik tüpler). Bu turnikelerin toplardamar dolaşımını engelleyecek ancak atardamar dolaşımını engellemeyecek sıkılıkta olması gerekir.

Hastanın yürümesine İzin verilmez. Isırılan kol ya da bacak atele alınır. Diş izleri
arasında uzunluğuna yarım santimetre derinliğinde ve bir santimetre uzunluğunda bir
kesi yapılır. Bunun için mikropsuz bir araç kullanılır.

Zorunlu olmadıkça ağız kullanılmadan buradan yeterince kanama sağlanır. Eğer
özel emici bir araç varsa o kullanılabilir (Balonlu basit emici araçlar).






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

GAZ ZEHİRLENMELERİ

GAZ ZEHİRLENMELERİ

En sık görülen gaz zehirlenmesi karbonmonoksit zehirlenmesidir. Karbonmonoksit
renksiz ve kokusuz bir maddedir. Gazyağı, odun, ev İçinde mangal yakılması, şohben yanması, kömür, hatta doğal gaz yanması sırasında açığa çıkabilir. Özellikle bunların
oksijenden fakir ortamda yanmaları karbon monoksit oluşumunu kolaylaştırır.
Halk arasında kömür çalığı olarak bilinen mangalda yanan kömüre bağlı zehirlenmeler
de karbonmonoksit zehirlenmesidir.

Böyle bir durumda kişinin hemen karbonmonoksitin etkisinden kurtarılması ve
açık havaya çıkartılması gerekir. İlk yardımcının da karbonmonoksit zehirlenme riskine karşı kendisini koruması şarttır. Hemen camlar açılmalı, acıtmıyorsa kırılmalıdır. Hasta mümkün olan hızla ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Açık havaya çıkıldığında yada tehlikeden uzaklaştırıldığında ilk yardımın ABC kuralı yerine getirilir.



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM

ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM
Zehirlenmede en çok çocuklarda görülmektedir. Zehirli etkisi olabilecek maddeleri
çocukların ulaşamayacağı yerlerde tutmalıdır.

Zehirlenme en önemli konulardan birisi zehirlenen kişinin hastaneye ya da sağlık
kuruluşuna götürülürken çevresindeki ilaç, kutu, kusmuk örneği vb'nin de birlikte götürülmesidir.

Çünkü bazan zehirleyici maddenin tanınması özgül antidotunun kullanılması
olanağı verir ve zaman kazandırır.
Zehirlenmeyle ilgili ilk yardımda yapılacak en önemli uygulama zehirin mümkün
olduğunca sulandırılması ve vücuttan dışarı çıkartılmasıdır. Bu kusturma ile sağlanacaktır.

ANCAK BAZI DURUMLARDA KUSTURMA ÇOK TEHLİKELİDİR:
1. Hastanın bilinci kapalı yada yarı uykulu halde ise kusturulmaz.
2. Hastada havale varsa kusturulmaz.
3. Hasta yakıcı madde içti ise kusturulmaz. Çünkü kusmuk çıkarken yanma dere
cesi artacaktır.
4. Petrol ürünü içen hasta kusturulmaz. (Gazyağı, gazolin, çakmak benzini).



hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

VÜCUT BOŞLUKLARINA YABANCI CİSİM KAÇMASI VE VÜCUDA YABANCI

VÜCUT BOŞLUKLARINA YABANCI CİSİM KAÇMASI VE VÜCUDA YABANCI CİSİM SAPLANMASI

Kulağa yabancı cisim kaçması
Kulağa yabancı bir cisim kaçması halinde eğer bitkisel bir madde ise (fasulye,
nohut) su ile ıslatılmamalıdır. Şişerek çıkması güçleşebilir ve ileri derecede zarar verebilir.

Sağlık personeli bunu kolayca çıkartacaktır.
Daha önceden aktığı bilinen bir kulağa hekim muayenesi olmaksızın hiç bir sıvı
damlatılmaz.

Kulağa canlı bir böcek kaçması durumunda kulak deliğinin önüne karanlık bir ortamda
el feneri tutulması yardımcı olabilir. Kulak tarafına yatılması yarar sağlayabilir.
Başparmağın girebileceği yerden öteye hiç bir yabancı cisim kulağa sokulamaz.
Kulak karıştırılması tehlikelidir. Sağırlığa ve önemli merkez sinir sistemi iltihaplanmalarına neden olabilir.

Karın ve göğüse, göze ya da diğer bölgelere yabancı cisim saplanması

Vücuda saplanan yabancı cisimler çekilip, çıkartılmaz.
Karın ve göğüse, kollara, göze yabancı cisim saplanması halinde çekip çıkartılmaz.
Eğer çok uzunsa ucu kesilir ve çevresi simit sargı ile desteklenerek hareketi önlenir.

Daha sonra sağlık kuruluşuna iletilir. Saplanırken kesen kesici araçları çekerken
de keseceği unutulmamalıdır. Göze saplanan cisimler de kesinlikle çekilip çıkartılmaz.

Ancak uzmanlarca ve ameliyathanede çıkartılan yabancı cisimler organın göreceği zararı en aza indirir. Sadece yanağa saplanan yabancı cisimler ağız içerisine ileri derecede kanama yapıyorsa ve bu solunum açısından tehlikeli ise çıkartılabilir. Bunun dışında vücudun neresine saplanırsa saplansın yabancı cisimler çekip çıkartılmaz.


Olta saplanması
Eğer ele ve vücudun herhangi bir bölümüne olta saplandı ise sapı kesilir, ucu itilerek derinin bir diğer bölümünden kancalı kısım dışarı çıkartılır. Daha sonra dışarı çıkan kancalı kısım çekilerek olta dışarı çıkartılmış olur.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

BAŞ VE BOYUNDA DARBE VE YARALANMALARDA İLK YARDIM

BAŞ VE BOYUNDA DARBE VE YARALANMALARDA İLK YARDIM

Kafadan, burundan, kulaktan su ve kan gelip gelmediğine bakılmalıdır. Göz çevresinde
gözlük gibi morarma olup olmadığı da önemlidir. Başa darbe geldiğinde, bayılma
olması, gözbebeklerin büyüklüğünün birbirinden farklı olması çok önemlidir. Uyku
hali, nabız yavaşlaması zaman geçirmeden sağlık kuruluşuna iletmeyi gerektirir.
Kafa yaralanmalarında hastanın durumunun değerlendirilmesinde kullanılabilecek
en İyi gösterge bilinç düzeyidir.

Kafa ve beyin zedelenmelerinin belirtileri:
1. Başta şiş ve çarpma izinin olması
2. Darbeden sonra bilinç kaybı olması
3. Püskürür biçimde kusma
4. Göz bebeklerinin büyüklüklerinin farklı olması
5. Devam eden baygınlık hali
6. Nabızın zayıflaması

Kırık olmasa bile bilinç düzeyinde değişik derecelerde bozulma, nabzın dakikada
60'ın altına düşmesi, acil tıbbi tedavi gerektiren durumlardır.


Boyun kırığı
Boyuna şiddetli darbe, boyun üzerine düşme boyun hareketlerinin olmaması
boyun kırığından kuşkulandırmalıdır.

Boynu üzerine düşen, boynuna darbe gelen herkeste boyun kırığı akla gelmelidir.
Boyun kırığına yol açan en önemli nedenlerden birisi de ani frenlerdir. Ani frenler
sırasında boynun hızla öne ve arkaya hareket sonucu boyunda kırık meydana gelebilir.
Boyun kırıklarında hastanın boynunun mutlaka boyunlukla desteklenmesi ve hareketinin
engellenmesi gerekir.

Boyun kırığı olan hastayı yerinden oynatmayınız. Çünkü kırık boyun omurlarının
oynatılması önemli bir siniri keserek solunumun yeniden düzelemeyecek biçimde durmasına ve hastanın ölmesine neden olabilir. Boyun kırığı olanlar ancak bu konuda eğitim görmüş olan sağlık personelince taşınmalıdır.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

BURKULMALAR

BURKULMALAR

Bir eklem hareket sınırın ötesinde zorlanmaya uğradığında eklem bağlarında yırtılmalar ve kopmalar olabilir. Sıklıkla ayak bileği ve dizde meydana gelebilir. Ağrı, hassasiyet, şişlik, bazan morluk olabilir. Ağrı nedeniyle eklem hareketlerinde kısıtlılık olur.

Tesbit edilmeli, hekime iletilmelidir.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

ÇIKIKLAR

ÇIKIKLAR

Eklemi meydana getiren kemiklerden birisinin herhangi bir etki sonucu normal
yerinden çıkmasına çıkık adı verilmektedir. Çıkıklarda başlıca bulgular:
1. Ağrı, özellikle hareketle çok artar.
2. Yapısal şekil bozukluğu görünümü
3. Hassasiyet
4. Şişlik (Erken dönemde olmayabilir)
5. Hareket kısıtlılığı yada hareketin bütünüyle ortadan kalkması olarak sıralanabilir.
Çıkığın anatomik yapıyı iyi bilen kişiler tarafından yerine oturtulması gerekir.
Eğer bu yapıyı iyi bilmeyen deneyimsiz kişilerce oturtulacak olursa eklemin bozulmasına, bağların incinmesine neden olunabilir. Omuz çıkığında olduğu gibi alışkanlık çıkığı ortaya çıkabilir. Alışkanlık çıkığında eklem herhangi bir sarsıntı ve ufak bir zorlanmada yuvasından çıkar. Tesbit edilmeli, hekime iletilmelidir.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

Kırıkta ilk yardımın esasları

Kırıkta ilk yardımın esasları

Kırık kemik bütünlüğünün bozulmasıdır.
1. Kırık olup olmadığı belirlenmeden hasta yerinden oynatılmamalıdır. Eğer
hasta kırık bölgesi hareketsiz hale getirilmeden kıpırdatılmaya çalışılırsa kırık uçları
nın, kemiğe yakından ve paralel uzanım gösteren damar ve sinirleri kesilmesi tehlikesi
olacaktır. Bütün kas iskelet sistemi sorunlarında atele almak gereklidir.
2. Hastanın oturmasına, kendini sürüklemesine, sağa sola hareket etmesine izin
verilmez.
3. Kırıkta müdahale hastanın bulunduğu yerde yapılmalıdır. (Hemen oradan
uzaklaştırmayı gerektiren, hastanın ve ilk yardımcının hayatını tehlikeye düşüren bir
durum yoksa)
4. Hasta taşınmadan önce kırık bölgesi hareketsiz hale getirilmelidir. İki yandan
tahta destekle kırığın iki tarafından bağlanarak kırık hareketsiz hale getirilebilir. Gere
ğinde bacak kırıklarında olduğu gibi sağlam ve kırık bacak araları desteklenerek tahta
at ellerle birlikte bağlanabilir.
5. Kırık bölgenin ötesinde nabız, duyular ve kanama kontrol edilmelidir.
6. Açık kırıklarda kanama varsa kanamanın kontrol edilmesi gerekir.
7. Kırık bölgelerinde kopmuş kemik parçalan varsa dokunulmaz.
Kas iskelet sistemi ile ilgili darbelerde atele alma nedenleri:
1. Hareketi engelleyerek kırık varsa çevre yapıların zedelenmesini önlemek
2. Ağrıyı azaltmak
3. Kapalı kırığın açık kırık haline gelmesini engellemek
4. Kanama ve şişlik varsa azaltmak






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

SARGI VE ATELLER

SARGI VE ATELLER

Sargılar kanama ve benzeri durumlarda kanama yerine basınç uygulamak, yarayı
dış etkilerden korumak için kullanılan bez araçlardır. Bez dışında bir madde kullanılırsa sargı sözcüğünün önüne yapıldığı madde yada özelliği konularak isimlendirilir (elastik sargı, alçı sargı gibi). Eczanelerde rulo ve paket halinde satılan değişik enlerdeki mikropsuz (steril)gazlı bezler bu amaçla kullanılır.
Sargı için kullanılacak bezin pamuklu, emici özellikte, seyrek dokunmuş, yumuşak
ve tiftik bırakmayacak cinsten olması gerekir.
Mikroptan arındırılmış olması esastır. Bandaj ise sargının yerinde tutulmasını
sağlamak üzere kullanılan malzemedir. Ülkemizde her ikisi için de sargı terimi kullanılmaktadır.
10x10 gazlı bezler, 22x90 santimetrelik katlanmış bezler bu amaçla kullanılabilir.
En önemli sargılardan birisi üçgen sargıdır. Üçgen sargı kare biçiminde, 70x70
veya 90x90 cm büyüklükte bir bezin köşeden köşeye kesilmesiyle yapılır.
Üçgen sargıların hem turnike olarak kullanılması, hem başa, kola, kalçaya vb.
sargı yapılması mümkündür. Bunlardan aynı zamanda simit sargı da hazırlanabilir.
Simit sargılar yaranın içerisinde batıcı özellikte bir madde olduğundan kuşkulanıldığı zaman yada özellikle yara çevresine baskı uygulamak ama yara üzerine baskıyı engellemek istediğimizde kullanılan sargılardır.
Sargıların çok sıkı, çok gevşek sarılmaması gerekir. Ne zaman sargı yapılırsa
yapılsın el ve ayak parmakları açıkta bırakılmalıdır. Eğer el ya da ayak parmaklarında uyuşma, karıncalanma, morarma gibi durumlar olursa sargının kan dolaşımını engelleyecek kadar sıkı sarıldığı anlaşılmalıdır. Atel ya da alçılar için de bu uygulama geçerlidir.


Ateller
Ateller herhangi bir vücut bölgesini hareketsiz hale getirmek istediğimizde kullanılan desteklerdir.

Göğüs, karın ve göze saplanan yabancı cisimler çekip çıkarılmaz.
Çıkarılırken zarar verebilir.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

YANGINDAN VE YANMAKTAN KURTARMA

YANGINDAN VE YANMAKTAN KURTARMA

Yanan kişinin ayakta durursa çıkan gazların solunum yollarına gitmesi, saçlarının
tutuşması kolaylaşır. Tutuşan bir kişinin hemen yere yatırılması ve kendi çevresinde
yuvarlanmasının sağlanması gerekir. Bu yangının sönmesini sağlayacaktır. Alevler bu
yolla çoğu kez söner. Alevsiz yanma ise kişinin hemen bir battaniye yada halıya sarılmasıyla söndürülebilir.

Alevler söner sönmez bütün yanan elbiselerin hızla çıkartılması gerekir. Çıkartırken
mutlaka kesilerek çıkartılmalı, sıyrılarak çıkartılması engellenmelidir. Sıyırmaya
kalkışılacak olursa alttaki yanık dokununun daha büyük oranda zedelenmesine ve
zarar görmesine yol açılabilir.

Kızgın madde sıçraması
Yağ, katran, zift, gibi maddeler vücuda sıçradığında kızgınsalar derideki yakıcı
etkilerini soğuma dönemine kadar sürdürürler. Bu nedenle bunların sıçradığı kol ya da
bacağın hemen soğuk su içerisine sokularak uzun süre bekletilmesi gereklidir.

Vücuda asit, baz vb. yakıcı maddeler döküldüğünde hemen bol su İle yıkamak gereklidir. Yanıkta ağrının azaltılması için soğuk su yeterlidir. Diş macunu, salça ve diğer şeyler sürmek tehlikelidir.

Soğuk uygulanması
Yanan bölgenin beş dakika içerisinde soğuk suyla yada soğuk uygulanmasıyla
yanma derecesinin ve aşırı ağrının engellenmesi mümkündür.

YANIK VE HAŞLANMALAR
Yanıkta deri ve deri altı dokusunun sıcak ve sıcak su etkisiyle yada yakıcı bir etkenle
harabiyeti söz konusudur. Sıcak, yakıcı kimyasal maddeler, elektrik akımı yada
radyasyon bu etkiyi yapmaktadır.
Isıya bağlı yanıklarda:
1. Kişi yangından uzaklaştırılır.
2. Yanık üzerindeki bütün yanık elbise bölümleri çıkartılır.
3. Uygun havayolu sağlanır.

Yüz ve boyun yanıkları, solunum sıkıntısı, öksürük, siyah ya da kanlı balgam çıkarma
tehlike belirtileridir.
Yanıkta ağrının giderilmesinde sadece soğuk su musluğunun altına tutulması yeterlidir.
Özellikle sağlık kuruluşunun yakın olduğu durumlarda kabarcıklar patlatılmaz.
Kabarcıkların içerisindeki su mikropsuzdur ve patlatılmadıkça yaranın mikrop kapması
söz konusu olmayacaktır.

Üçüncü derece yanıkta yanık bölgesi üzerine steri! örtü örtülebilir.
Yanıklarda varsa hastanın yüzüğü, bileziği, kolyesi çıkartılır.
Hastanın kusma olasılığı yüksek olduğundan ağızdan bir şey verilmemelidir.
Ancak uzak mesafeye iletilecekse ılık içecekler verilebilir. Bu hastanın sakinleşmesi
koşuluyla mümkün olabilir.

Sönmemiş Kireçle Yanık
Sönmemiş kireç suyla karışınca yakıcı etki yapar. Bu yüzden tozları mümkünse
hemen fırça ile alınmalıdır. Sonra bol su ile aralıksız durulanmalıdır.

Göze Yakıcı Madde (Asit vb) Sıçraması
Göze herhangi bir yakıcı madde sıçraması halinde var olan bütün imkanla olabildiğince
büyük miktarda su ile durulanarak uzaklaştırılması gerekir.
Gözün suyla durulanması ve yıkanması en az yirmi dakika sürmelidir.


hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

YARALAR

YARALAR

Açık yarada kanama varsa kanama kontrol edilmelidir. Eğer yara kirlenmişse bol
su ve sabunla yıkanır. Yara bölgesinin içerisine tentürdiyot vb. maddeler dökülmemelidir.

Yaranın içerisinde kırık kemik parçaları varsa bu kemik parçaları atılmaz. Eğer
yarada cam parçaları, batıcı maddeler varsa bunların üzerine baskı uygulanmaz. Simit
sargı konularak sağlık kuruluşuna iletilir.

Yaralanmalarda en tehlikeli etken tetanoz mikrobudur. Tetanos mikrobu yara bölgesinden vücuda girerek hastalık oluşturur. Tetanos etkeni sadece paslı cisimlerde
bulunmaz. Bu etkenin paketinden yeni çıkmış bir jilette de bulunması mümkündür.
Tetanosa karşı en etkili korunma tetanoz aşısı yapılmasıdır. Tetanos aşısı halk
arasında tetanos serumu ile karıştırılmaktadır. Tetanos aşısı koldan yapılmakta, herhangi bir ağrı ve yan etki yapmamaktadır. Koruyuculuğu çok yüksektir. Yaralanma
tehlikesi olan herkesin tetanos aşısı olması gerekir.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

SAÇLI DERİ KANAMALARI

SAÇLI DERİ KANAMALARI

Saçlı deriye gelen darbeler sıklıkla kesik ve ezilmeler sonucu önemli miktarda kanama
nedeni olur. Çünkü kıl dipleri kılcal damar ağı bakımından oldukça zengindir.

1. Saçlı deri kanamaları doğrudan basınç uygulanılarak kolayca kontrol edilebil
mektedir.
2. Eğer yaranın içerisinde kırık ya da yabancı cisim varsa yaranın üzerine doğru
dan basınç uygulanmamalıdır. Simit sargı konularak sağlık kuruluşuna iletilir.
3. ilk yardımın ABC'si yönünden hasta sürekli yakın izlemede tutulmak zorunda
dır.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

İç kanamalar

İç kanamalar

Doğrudan darbe, ezici darbeler, kırıklar vb durumlarda, mide ülserinin yırtıldığı
durumlarda karın İçerisine ve göğüs içerisine kanama olabilir. Vücut boşlukları içerisine olan kanamalara iç kanama denmektedir.

İÇ KANAMADA NE YAPILABİLİR ?

1. Hasta başı hafif aşağıda ayakları yükseğe kaldırılmış olarak yatırılır.
2. Boğazını sıkan şeyler, kravat, yaka düğmesi gevşetilir.
3. Hastanın rahatlatılmasına çalışılır.
4. Şok önlenmeye çalışılır.
5. İlk yardımın ABC'si yönünden gerekli İzleme ve müdahaleler yapılır.
6. Hastada başka yaralanmalar ve darbeler olup olmadığı değerlendirilir.
7. Eğer hastanın bilinci kapalı, solunum ve kalp atımları normalse hasta koma
yatışına getirilir.
8. Üzerine battaniye örtülerek üşümesi engellenir.
9. Kusmuğunda kan, ya da başka bir görünüm varsa sağlık kuruluşuna bilgi veri
lir. Mümkünse kusmuk örneği de birlikte götürülmelidir.
10. Hasta en yakın sağlık kuruluşuna iletilir.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

TURNİKE YA DA BOĞUCU SARGI UYGULANMASI

TURNİKE YA DA BOĞUCU SARGI UYGULANMASI

Turnikenin daima bütün yollar denendikten sonra başvurulması gereken bir uygulama
olduğu unutulmamalıdır. Turnike mekanizma olarak doğal bir yöntem sayılamaz.
Eğer diğer bütün yolların denenmesinden sonra kanamanın durdurulması mümkün
olamazsa turnike yada boğucu sargı uygulamasına başvurulabilir.
Değişik turnike yöntemleri olabilir. Turnike enli olmalıdır. Zorunlu durumlarda turnikeye
başvurulur. Lastik, kendir, kablo turnike olarak KULLANILMAZ. Sargı bezi,
üçgen sargı, çarşaf parçası vb. turnike olarak kullanılabilir.
Turnikenin alttaki dokuları ezme, damar ve sinirlere kalıcı zarar verme riski her
zaman vardır. Kullanılan turnikenin ince olmaması gerekir. Çamaşır lastiği, kendir,
ince ip, bakır kablo, tel kullanılamaz.
Turnikenin genişliğinin 7-8 santimetreden az küçük olmaması gerekir. Turnike
kola yerleştirildikten sonra yarım düğüm atılır. Sonra üzerine döndürücü çubuk yerleştirilir
ve tam düğüm atılır. Daha sonra bükülerek boğucu etki sağlanır. Döndürme ve sıkıştırma
işlemi kanama durana kadar yapılır. Daha fazla sıkılmaz.
Kimi zaman kan basıncı ölçüm araçlarının manşonları da turnike olarak kullanılabilir.
Eğer uzak mesafeye iletilecekse turnikenin 15 dakikada bir açılarak kola kan gitmesi
sağlanmalıdır.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

KANAMALAR

KANAMALAR

Kanama doğrudan vücut dışına yada vücut boşlukları içerisine olabilir. Dış kanama
kesilere darbelere bağlı olarak meydana gelebilir.
En basit ve en etkili belki de en istenir kanama kontrolü sargı bezi ile baskı uygulamaktır.

Kanayan bölgenin üzerine mikropsuz gazlı bez bohçaları konularak üzerine
elle yada sargı ile baskı uygulanır. Eğer mikropsuz sargı bezi yoksa eldiven, eşarp,
tülbent gibi malzemeler de kullanılabilir. Kullanılan malzemenin temiz olmasına özen
gösterilmelidir.

Bazı kanamalarda kanama yeri üzerine kalın gazlı bez bohçası konarak sıkıca sarılması kanamayı durdurur.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

ŞOK

ŞOK

Doku ve hücrelerin kanlanmasının ve kan dolaşımının bozulmasına bağlı
olarak bir çok hayati olayın ortadan kalkması durumuna şok denir. Kalp infarktüsü,
şiddetli kanamalar, aşırı sıvı kaybı, büyük yanıklar, aşırı ishal, kusma karın içi iltihaplanmalarda, karın ve başa şiddetli darbelerde, aşırı korku ve heyecanlarda şok görülebilir.

Yanık, karın ve göğüste büyük ezici yaralanmalar, şiddetli ağrıya yol açan
bütün diğer durumlar şok nedeni olabilir. Allerjik reaksiyonlar, alkol ve kimyasal madde zehirlenmeleri, karın içerisindeki organların yırtılmaları diğer önemli nedenler arasındadır.

Şokta huzursuzluk, endişe, aşırı derecede susama, ağız kuruması, bulantı ve
kusma, göz kararması, derinin soğuması, nabızın zayıf ve hızlı olması, solunumun yüzeysel ve hızlı olması genel bulgulardır. Giderek bilinç düzeyi değişik derecelerde kapanmaya
başlar. Kan basıncı düşer. Yukarıdaki bulguların herhangi biri şok olasılığını
akla getirir getirmez şokla ilgili düzeltici müdahalenin başlatılması gerekir.
1. Kanama durdurulur.
2. İlk yardımın ABC'si yerine getirilir.
3. Eğer imkan varsa hastaya oksijen verilir.
4. Hastanın ayakları altına bir yastık konularak kaldırılır. Ayaklar çok (azla yükseltilmemelidir.
Eğer ayaklar yükseltildiğinde hastada solunum sıkıntısı başlıyorsa hemen
indirilmelidir.
5. Şoktaki hastaya ağızdan bir şey verilmez. Eğer çok susuzluk hissetmekte ise
ağzın ıslatılmış pamukla nemlendirilmesi mümkündür.
6. Battaniye ile sarılarak hastanın üşümesi engellenmelidir. Hasta hiç bir zaman
sırtına, beline, yanlarına sıcak su torbaları konarak ısıtılmaz. Bunlar kullanılması gerekiyorsa
yatağın altına konulur. Hasta bütün olarak ısıtılmalıdır.
7. İlk yardımcı bir kaç dakikada bir hastayı ilk yardımın ABC'si yönünden değer
lendirmelidir.


Sıcak çarpmasında hasta serin bir yere yatırılır. Şok varsa, şokla savaşılır.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

SUDA BOĞULMA

SUDA BOĞULMA

Suda boğulanların ancak çok iyi yüzme bilenler tarafından tekniğine uygun olarak
kurtarılması gerekir. Yüzme bilmeyenlerin suda boğulanlara yardımcı olması mümkün
değildir. Can simidi atılması, bir dal uzatılması, batmayan bir cisim atılması yardımcı olabilir. Yüzme bilmeyen bir ilk yardımcının kendi hayatını tehlikeye atmaması gerekir.

Yüzme bilmeyenler suda boğulmalarda hayatlarını tehlikeye atmadan
yardımcı olmaya çalışmalıdır.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

KALP DURMASI

KALP DURMASI

Kalp durması kalp atımlarının ortadan kalkması, kalbin işlevini yapamaz duruma
gelmesidir. Nabız alınamaz.

Nabız 3 parmakla kontrol edilir.

Kalp masajı yapılırken:
1. Hasta sert bir zemine sırt üstü yatırılır.
2. Eğer bulunması zaman kaybına neden olmayacaksa hastanın ayakları altına
bir yastık konması kanın kalbe dönmesini kolaylaştıracaktır.
3. Göğüs kemiğinin alt üçte birinin üzerine el ayasının topuk bölümü yerleştirilir.
Diğer elin ayası onun üzerine çapraz olarak konur. Bir diğer yöntemde diğer elin par
makları alttaki elin parmak aralarından geçirilerek kenetlenir. Parmaklar hiç bir zaman
göğüse değmemelidir. En uygun nokta göğüs kemiğinin alt üçte birinin üzerinde orta
hattır. Alt göğüs çentiğinin iki parmak üzerindedir.
4. Dirsekler gergin tutularak kilitlenir. Uygulanan kuvvetin doğrudan göğüs üzeri
ne gitmesi gerekir. Dirsekler açılanmamalıdır.
5. Normal bir yetişkinde her darbede 4-5 santimetre bastırılması yeterlidir. Omuz
dan kuvvet uygulanarak göğüs kemiğine bastırılır daha sonra kuvvet kaldırılarak göğ
sün normal duruşuna dönmesi sağlanır.
6. Tek kişi yardım yaparken 15 kez göğüse baskı uygulanırken iki kez ağızdan
soluk verilir. Eğer bebeklere kalp masajı ve yapay solunum yaptırılıyorsa, yada aynı
işlem iki ilk yardımcı tarafından yaptırılıyorsa bu durumda 5: 1 oranı uygulanır. 5 kez
göğüse baskı yapılırken bir kez ağızdan soluk verilir.
7. Sabit ve ritmik uygulama esastır.
8. Ani hareketlerden ve düzensiz uygulamalardan kaçınılmalıdır.
9. Uygulamaya beş saniyeden fazla süre ara verilmemelidir.
Eğer bir kişi hem yapay solunum hem de kapalı kalp masajı yaptıracaksa:
1. Havayolu açılır.
2. Solunum yoksa 5 saniyelik süre içerisinde iki uzun soluk verilir.
3. Kalp masajının hızı dakikada 80 -100 arasında olmalıdır. 15 kez kalbe baskı
iki kez ağızdan soluk vererek uygulama sürdürülür.
Eğer iki kişi birden ilk yardım yapıyorsa: beş kez kalbe baskı uygulanırken bir kez
aşağıdan soluk verilmelidir.
Kalp masajının etkili olup olmadığı ilk yardımcı tarafından şah damarından kontrol
edilebilir.
Bebeklerde kapalı kalp masajı ve yapay solunum yaptırılırken:
1. İlk yardımın ABC'si unutulmamalıdır.
2. Bebeklerin başı çok gerilmemelidir. Aşırı germe de solunum yolunu tıkayıcı
etki yapabilir. Boyun omurlarının zedelenmesine neden olabilir.
3. Üfleme yanaklar şişirilerek yapılır. Doğrudan ve şiddetle üflenmez.
4. Nabız kontrolü bilekten yapılır.
5. Baskı göğüs kemiğinin ortasına uygulanır.
6. Bebeklerde göğüs kemiğine bastırılırken iki parmak kullanılır.
7. Göğüs kemiği 2-3 santimetre bastırılır.
8. Oran 5: 1 olmalıdır. Yani beş kez göğüse baskı uygulanırken bir kez ağızdan
soluk verilir.

Kalp masajının etkili olduğu şu belirtilerle anlaşılır.
1. Göğüse basınç uygulanırken boyundan şahdamarı nabzının alınması
2. Hastanın renginin düzelmesi
3. Işık etkisiyle göz bebeklerinin daralması
4. Hastanın kol ve bacaklarında kendiliğinden hareketlerin olması.
5. Hastada iç çekme hareketlerinin görülmesi.
6. Kalp atımlarının başlaması.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

YAPAY SOLUNUM

YAPAY SOLUNUM

1. Hasta sert bir zemine sırt üstü yatırılır.
2. Ağız içi sıvazlanarak içerisinde kusmuk, toprak, yosun, kırık takma diş vb
varsa çıkartılır. Çene yukarı kaldırılırken, baş hafif arkaya itilir.
3. Ağızdan solunum yaptırmak için burun kapatılmalıdır.
4. Derin bir nefes alınır.
5. Ağız hastanın ağzına yerleştirilir. Ağız ilk yardım yapılacak kişinin ağzını kav
rayacak biçimde çapraz olarak yerleştirilir.
6. Göğüsün kabarmasına yetecek şiddette soluk verilir.
7. Baş yana çevrilerek yeniden soluk alınır.
8. Bu işlem 3-4 saniyede tekrarlanır. Bu uygulama hastanın kendiliğinden solu
numu geri dönünceye kadar sürdürülmelidir.
Yapay solunumun etkili olup olmadığını gösteren en önemli işaretler:
1. Göğüsün kabardığının ve indiğinin görülmesi
2. Üflerken hastanın solunum yollarının direncinin hissedilmesi
3. Soluk verirken hastanın solunum havasının hissedilmesi.
Soluk verirken göğsün kabarmasına yetecek kadar üflenmelidir.


Yanak hastanın yanağına yapıştırılarak yada bir ayna tutularak
solup alıp almadığı kontrol edilir.

Baş geriye gidince soluk borusu açılır.

Önce ağız içindeki yabancı cisimler çıkartılır. Sonra baş geriye itilerek
solunum yolu açılır.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

SOLUNUM YOLU TIKANMASI

SOLUNUM YOLU TIKANMASI

Eğer hava yolları tıkanacak olursa oksijen akciğerlere ulaşamaz.
SOLUK BORUSUNA YABANCI CİSİM KAÇMASI
Hava yoluna yabancı sert bir cisim kaçtığında hasta birden bire konuşamaz hale
gelir. Soluk alamadığını belirten işaretler yapar. Elini, başparmakla işaret parmağı
boynu kavrayacak biçimde çenesinin altına götürür. Aşırı abartılmış görünümlü ancak
etkisiz solunum çabaları görülür.
En iyi yöntem elle baskı yöntemidir. Karnın üst kısmına ya da göğüs üzerine
baskı yaparak adeta bir yapay öksürük oluşturmaya çalışılır.

SOLUK DURMASI
Kimi zaman solunum herhangi bir nedene bağlı olarak durabilir. En sık nedeni
hava yolu tıkanıklığıdır. Bazı ilaçların aşırı dozda alınması, elektrik çarpması, inme, kalp durması solunumun durmasına neden olabilir.

Kişinin solunumu değerlendirilirken ağız ve burnun önüne ayna tutulması, ince
bir iplik tutulması, yanağın hastanın ağzına ve burnuna yaklaştırılması, göğüs kafesinin kabarıp kabarmadığının incelenmesi gibi yöntemlerden yararlanılabilir.
Solunumu duran kişiye solunumu geri dönünceye kadar yaptırılan solunuma
yapay solunum (suni solunum) denir. Solunum durmasında gaz zehirlenmesi, yangın,

vb durumlar etkense hastanın hemen o ortamdan uzaklaştırılması gerekir.
Solunumu duran kişiye tekniğine uygun olarak kendi soluk havamızı üfleyerek
veririz. Solunumla aldığımız havanın içerisindeki oksijenin tamamını kullanmayız. Solunumla attığımız havadaki oksijen bir diğer kişinin oksijen gereksinimini sağlamaya yeterlidir.


hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

BİLİNÇ KAYBI VE KOMA

BİLİNÇ KAYBI VE KOMA

Bilinci kapalı kişilerde beş duyu ile algılama ortadan kalkar, ileri derecedeki bilinç
kapanmasında ağrılı uyaranlara da cevap veremez. Sözgelimi kişi ağrılı bir uyarandan
kaçınmak için bacağını çekemez.
1. Yardım isteyemez.
2. Dikkatli değerlendirilmeyecek olursa hastanın öldüğü sanılabilir.
3. Nedene yönelik tahmin hayat kurtarıcı olabilir.
4. Kolayca zarar görebilir.
5. Solunum yolu tıkanmış olabilir.
6. Hasta kusabilir ve kusmuk solunum yollarına kaçabilir.
7. Gözünü yabancı cisimlerden korumasını sağlayan refleks mekanizma ortadan
kalkmıştır.
8. Öğürme refleksi ya da öksürük mekanizması çalışmayabilir.
Bilinci kapalı bir hastada
1. İlk olarak hava yolu açılır.
2. Solunum yapıyorsa koma duruşuna getirilir.
3. Solunum yapmıyorsa yapay solunum başlanır ve nabız kontrol edilir.
4. Kalp de durmuşsa kapalı kalp masajı ile birlikte yapay solunum sürdürülür.
5. Kalp ve solunum geri döndükten sonra koma yatışına getirilerek sağlık kurulu
şuna taşınır.

Yarı yüzüstü (koma) yatışı solunumu olan, kalbi çalışan hasta koma pozisyonunda
taşınır. Kemer ve yakalar gevşetilmelidir.


hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

HASTA VE YARALILARIN TAŞINMASI

HASTA VE YARALILARIN TAŞINMASI

Hastanın taşınması ve elbiselerin çıkartılması sırasında:
1. Zorlayıcı, rahatsızlık verici hareketlerden kaçınmalıdır.
2. Yararı olmayan gereksiz uygulamalar yapılmamalıdır.
3. Hastanın zarar görmesi engellenmelidir.
Hasta taşımakla görevli kişi:
Hasta kaldırılırken daima dizden eğilip doğrulmalıdır. Belden eğilme ve kaldırma
hareketi yapılmamalıdır.
Sedye ile taşınırken güçlü kişiler hastanın baş tarafındaki saplardan tutmalıdır.
Sedye ile taşıma sırasında bir kişi komut vermelidir. Komut sol -sağ, sol-sağ biçiminde
değil, iç-dış, iç-dış olarak verilmelidir.
Aşağıda değişik taşıma yöntemleri görülmektedir:

Havadan hafif bir gazın bulunduğu ortamdan hasta çıkarılırken yere yakın durumda
olmalıdır. Eğer ortamda bir tehlike yoksa tek kişi taşımaktan kaçınmalıdır (Taylor).

Tek kişi ve şekildeki taşıma ortamda tehlike yoksa istenen bir durum değildir
(Taylor). Zorunlu hallerde başvurulabilir. Kurtarıcı ağırlığı dizine vererek
kaldırmaktadır.

İki kişi taşımada eller kenetlenerek hasta oturtulabilir.

3 kişi hastayı kaldırırken bir diğeri sedyeyi altına sürer.

Hastanın dört kişi ve sedye ile taşınması. Baş arkadadır. Taşıyıcılar uygun adım
yürürler.

Yaralılar nasıl taşınmalı?
1. Kalça, omurga ve bacak kırığı olan, bilinci açık hastalar sırtüstü ve düz taşınır.
2. Şokta ve baygın olan hastalar bacakları kaldırılmış olarak taşınır.
3. Taşınırken kapalı kalp masajı ve yapay solunum yaptırılanlar düz yatar durum
da taşınır.
4. Komada ya da bilinci kapalı durumda olanlar koma yatışında yarı yüzüstü du
rumda taşınır.
5. Astımı ve nefes darlığı olanlar dik oturur durumda taşınır.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

KAZAYA UĞRAYAN KİŞİNİN KAZA ORTAMINDAN ÇIKARTILMASI

Eğer olay yerine kısa sürede ulaşabilecek profesyonel bir kurtarma ekibi varsa
onların katkısını sağlamak gerekir. Bilinçsiz çabalar yarar yerine zarar verebilir.
1. Doğal yol en uygun yoldur.
2. Kapı ile ilgili bütün imkanlar denenmesine rağmen açılamıyorsa bu kez camlar
kırılmalıdır. Cam kırıklarının etrafa saçılmamasına özen göstermelidir. Eğer bir aracın
içerisine cam kırıkları dağıldı ise aracın içerisine sürünmeden önce yere bir battaniye,
kilim vb serilmesi gerekir.
3. Ters dönmüş bir arabanın içerisine girerken arabanın devrilmesini engelleyecek önlemler alınmalıdır.
4. Çıkartma işleminden önce ilk yardımın ABC'si sağlanmalı, hastanın baş ve boyununun
hareket etmemesi için çaba gösterilmelidir.
5. Hastayı sıkıştıran bölümler varsa ayrılmalıdır.
Vücuda, göze, karına, göğüse saplanan ağaç, demir, kanca, bıçak, ok vb çekilip
çıkartılmaz.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

İLK YARDIMCI DURUMUN KÖTÜLEŞMESİNİ ENGELLEMEK İÇİN

İLK YARDIMCI DURUMUN KÖTÜLEŞMESİNİ ENGELLEMEK İÇİN


1. Kanamayı durdurmalıdır.
2. Gerekli sargıları yapmalıdır.
3. Kırıkları hareketsiz hale getirmelidir.
4. Hastayı doğru ve rahat biçimde yerleştirmelidir.





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

İLK YARDIMDA TEMEL UYGULAMALAR NELERDİR?

İLK YARDIMDA TEMEL UYGULAMALAR NELERDİR?

İlk yardımın temel uygulamalarına ilk yardımın ABC'si denir. Hava yolu açılır, solunum
sağlanır, dolaşım etkinliği sağlanır.
İLK YARDIMIN ABC'Sİ
1. HAVA YOLUNUN AÇILMASI
2. SOLUNUMUN SAĞLANMASI
3. DOLAŞIM ETKİNLİĞİNİ SAĞLAMA





hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

İLK YARDIMIN AMAÇLARI NELERDİR?

İLK YARDIMIN AMAÇLARI NELERDİR?

1. Yaşamı koruma ve sürdürülmesini sağlama
2. Durumun kötüleşmesini önleme
3. İyileşmeyi kolaylaştırma






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık

İLK YARDIMCI NASIL DAVRANMALIDIR?

İLK YARDIMCI NASIL DAVRANMALIDIR?

1. İlk yardımcı sakin olmalıdır. Telaşa kapılmamalıdır.
2. Hasta ile onu sakinleştirecek şekilde yumuşak bir tonda konuşmalıdır.
3. Eğer hastaya müdahale edebilecek sağlık personeli varsa ilk yardımcı hemen
onun yardımcısı durumuna geçmelidir. Onun uygulamalarına karışmamalıdır. Onun is
teği doğrultusunda yardım etmelidir.
4. İlk yardımcı hiçbir zaman kendi can güvenliğini tehlikeye almamalıdır. Kendi
güvenliğini sağlayacak önlemleri öncelikle almalıdır. İlkyardımcının bilinçsizce kendi
hayatını tehlikeye atacak biçimde davranması yarar yerine zarar verecektir.
5. İlk yardımcı çevrede bulunan kişileri sağlık kuruluşlarına, itfaiyeye, polise
haber vermelerini sağlayacak biçimde organize etmelidir.
6. İlk yardımcı ilk yardım uygulamalarında öncelikleri çok iyi bilmelidir. Kalbi ve
solunumu durmuş bir hastada hayatı tehlikeye düşürecek bu durumların önlemini al
ması gerekirken yararsız başka uygulamalarla zaman kaybetmemelidir.
7. İlk yardımcı bölgesindeki sağlık olanaklarını ve kuruluşlarını iyi tanımalıdır. Ül
kesinin sağlık sistemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıdır.
8. İlk yardımcı insan sağlığı ile ilgili bilgilerin en kolay değişebilir bilgiler olduğunu kavramalıdır ve yeni bilgilerin ışığında bilgi ve davranışlarını değiştirmeye, kendini yenilemeye
hazır olmalıdır.






hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık