8 Nisan 2008 Salı

Çıplaklık

Çıplaklık

Çıplaklık, kişisel bir cinsel mahremiyet ifadesidir. Kişisel olmaktan çıkıp da yaygınlaştığı alanlar çok sınırlıdır. Çıplaklar kampları dışında tek toplu örnek, yaz aylarında deniz kıyılarıdır. Bu nedenle çıplaklığın bazı yayın organlarınca kitlesel sunumu, "Playboy" ve "Penthouse" örneklerinde olduğu gibi, önemli bir ticaret ve kar alanı haline gelmiştir. Bir çok bilimsel araştırmanın ortaya koyduğu üzere daha çok erkeğe hitap eden bu görsel sergileme, ucuz ve anonim bir cinsel uyarım yolu sağlamaktadır.

Gizliliğini sürdürdüğü sürece çıplaklık, en önemli cinsel uyarım kaynaklarından biri olmaya devam edecektir. Giysili bir dünyada insanın çıplak olarak aşk yaptığı gerçeği ile çıplak bir kadın veya erkek görüntüsünü bağdaştırmak kaçınılmazdır. Dikkat edilmesi gereken, çıplaklıkla "ahlaklılık" veya "ahlaksızlık" arasında mutlaka bir bağ kurmaya uğraşmak gerçekçi değildir. Bu mantığın sonucu olarak çıplaklar kamplarının birer fuhuş yuvası olduğunu iddia etmek ve Haçlı Seferleri boyunca kat kat elbiseler içinde boğulan kadınlara bekaret kemeri takma gereğini duydukları için kocalarının ruh hastası olduğunu ilan etmek gerekecektir. Oysa her ikisi de doğru değildir.

Çoğu kez ince bir tülle veya dar bir kostümle örtülmüş bir vücudun, kusurları ortada kalan çıplak bir vücuttan daha çekici ve uyarıcı olabildiği bilinir. Ancak, giyinmenin cinselliği yok etmediği ya da bazen öne çıkardığı gerçeği, çıplaklığın cinsellik boyutunu daha az önemli yapmaz. Çağlar boyunca yapılmış olan çıplak insan resim ve heykellerinin yalnızca çıplaklığın güzelliğini vermeye çalıştığını söylemek güçtür. Çünkü bu sanat eserlerinde sık sık çıplaklığın cinselliği de vurgulanmıştır.


1960'lardan sonra çıplaklık yatak odalarının ve özel klüp ve kampların dışına taşmış, tüm dünyada daha az sansür görmüştür. Bugün "topless" yani, "üstsüz" olarak denize girilen plajlar artık azınlıkta olmaktan çıkmıştır. Her ne kadar bu tür çıplaklık en azından sağlık nedenleriyle kolayca açıklanmaya çalışılırsa da altında yatan diğer temel dürtünün cinsellik olduğu inkar edilemez.

Çıplaklık, giysisiz olmak anlamında kullanıldığında ve özel bir bağlamda ele alınmadığı sürece, ufak ya da büyük ölçüde utanç duygularını çağrıştırabilen bir kavramdır. Oysa sanatta çıplaklık başka bir ruh kazanır, denebilir ki, sanat çıplaklığı yüceltir. Bunu yaparken de, cinselliği çeşitli olumsuz, ve aşağılayıcı çağrışımlardan kurtarır. İnsan güzelliği, peçesiz bir şekilde ve gündelik köhnemişlikten an olarak sergilenmektedir.

Tablodaki, heykeldeki ya da fotoğraftaki çıplak, herhangi bir rahatsız edici ton taşımaz.
Zihinlerde uyandırdığı imaj, iki büklüm olmuş savunmasız bir vücut değil, dengeli, güzel ve güvenli bir yapıdır. Çağlar boyunca en büyük sanat yapıtlarına ilham kaynağı olmuş olan çıplağın bu çağrışımı yapması doğaldır. Eski Yunan kültürü çeşitli çağlara ve akımlara malzeme ve ilham sağlamış ama tarihe karışmıştır; Rönesans ya da 18. veya 19. yüzyıl akımları da kendilerinden sonraki gelişmeleri etkilemişler, dünya sanat tarihine altın sayfalar kazandırmışlar ama sonunda aşılmışlardır. Bütün bu devirleri ve akımları etkileyen ve onları aşarak bugüne kadar yaşayan çıplak olmuştur. Dolayısıyla çıplağı, yalnızca bir malzeme olarak değil, sanatsal bir biçim olarak görmek gerekir.

Kenneth Clark "Çıplak" adlı kitabında şöyle demektedir: "Tüm çıplak resim ve heykel yapıtları, cinsel olarak coşkulandırıcıdırlar... ne kadar soyut olursa olsun, hiçbir çıplak, izleyicisinde soluk bir gölge şeklinde bile olsa, erotik bir iz bırakmamazlık etmemelidir, eğer ediyorsa, ya yapılan kötü sanattır, ya da yanlış bir ahlak anlayışı söz konusudur."

Çıplak, çeşitli sanat dallarında en temel erotik imaj olmuştur. Bunun nedeni, çıplak insan vücudunun göze hoş gelen bir nesne olmasından öte, yaptığı çağrışımlar açısından son derece zengin olmasında yatar. Çıplak biraz insanın kendisidir; biraz kendisinden bekledikleri, arzuları, umutları ve anılarıdır. Çıplak insan vücudu, biyolojik bazı ihtiyaçlardan başka, insan yaşatısının ahenk, enerji, tutku, acz, duygusallık gibi çok farklı boyutlarını da anımsatan bir olgudur.En eski çağlardaki bereket tanrıçalarının heykellerinden başlayarak çeşitli mitolojik kahramanlar, Meryem ve İsa gibi dinsel kişilikler, prensesler ya da fahişeler çıplak olarak resmedilmiş ya da heykel olarak yontulmuş ve evrensel kültürün bir parçası olarak bilinçlere yerleşmiştir.







hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık