8 Nisan 2008 Salı

Cinsel Terapi

Cinsel Terapi

Cinsel sorunları olan insanlar, sorunu oluruna bırakmanın dışında, birkaç belli başlı tedavi yoluna başvurabilirler. Bunlar ilaç, psikolojik ve tıbbi danışma, daha yoğun ve sistemli psikoterapi, "vekil" tedavisi ve kadın ve erkeklerin topluca cinsel sorunları bütün boyutlarıyla araştırdıkları tartışma gruplarıdır. İlaç, cinsel sorunlarda bugün bile en çok kullanılan tedavi yöntemidir.

Hekimler, iktidarsızlık ya da orgazm güçlüğü gibi cinsel sorunları olan insanlara endişe ve korku duygularını yenebilmeleri için trankilizanlar ve sedatif ilaçlar vermekte ya da cinsel tepkileri olumsuz yönden etkileyen depresyon durumlarına karşı antidepresanlar önermektedir. İlacın, yüzde 95 ruhsal nedenlerden kaynaklanan soğukluk ve güçsüzlük gibi sorunlara iyi geldiği konusunda bugüne kadar hiçbir tıbbi kanıt elde edilmiş değildir.

Ancak, cinsel tepkiyi etkileyen alkolizm gibi bir fiziksel rahatsızlık varsa, o zaman olumlu bir etki yapabilirler. Çoğu insan, ilk aşırı heyecan ve korkularını, ilaç yerine bir-iki kadeh içki alarak veya tanışma dönemini biraz uzatarak yenme yoluna gitmektedir ki, bu daha akla yakın bir yöntemdir. Daha gelenekçi ve özellikle kırsal kökenli toplum kesimlerinde, ilaç olarak "padişah macunu" türünden maddeler kullanılagelmiştir. Bunun, iktidarsızlık sorununa iyi geldiği söylenmektedir.

Padişah macunu ve benzerlerinde yoğun miktarda bulunan baharat türü maddeler, sinirler üzerindeki uyarıcı etkileriyle cinsel arzuyu kamçılayabilirler; ama bunların etkisi, zaten herhangi bir cinsel sorunu olmayan kişilerle sınırlıdır. Eğer sorun ruhsal bir karmaşadan kaynaklanıyorsa, bu türden uyarıcılar bir sonuç vermez. Psikoterapi ise bazı insanların cinsel sorunlarını ve bunların temelinde yatan kişisel deneyleri anlamalarını ve bu şekilde bu insanların kendi kendilerine yardımcı olmalarını sağlar.


Psikoterapi, giderek daha çok hastanın başvurduğu bir yöntemdir. Ancak, psikoterapinin sonuçları görece uzun bir dönemde alındığı için bazı hastalarca kuşkuyla karşılanmaktadır. Psikolojik danışma ise, psikoterapinin daha az sistematik olan bir biçimidir ve onun gibi, insanların kendi sorunlarının kaynağına inmelerini sağlayabilir. Psikoterapi, danışma ve bedensel teması içermeyen bütün diğer cinsel terapi biçimlerine yöneltilen eleştiri, bunların "suya girmeden yüzme öğrenilebileceği" varsayımından hareket ediyor olmalarıdır.

İnsanın cinsel sorunlarını analiz etmesi, her zaman bu sorunları çözdüğü anlamına gelmeyebilir. Sorunlar esas olarak fiili cinsel ilişki içinde çözümlenir. Bu eleştiri, özellikle Masters ve Johnson gibi fiziksel cinsel terapi yöntemini benimsemiş uzmanlarca geliştirilmiştir. ABD'de Masters ve Johnson, İngiltere' de ise Martin Cole tarafından ortaya atılan uygulamalı bedensel cinsel terapi, psikoterapinin ve özellikle Freud'un psikanaliz okulunun aşırı teorik bulunan tedavi yöntemlerine bir tepki olarak doğmuştur. Kendisi de eski psikanalist Wilhelm Reich' ın orgazm teorisinden çokça yararlanmasına rağmen Masters ve Johnson'un başlattığı terapi sistemi, sorunun ruhsal ve insani kaynaklarına inmeye çalışmadan, dış belirtileri giderme yoluna gitmektedir.

Ömeğin iktidarsız bir erkekte, buna neden olan ruhsal süreçleri bir yana bırakarak, penisin sertleşmesini ve orgazma ulaşılmasını sağlayacak egzersizler uygulamak, Masters ve Johnson'un geliştirdiği bir yöntemdir. Bu yaklaşımda, bütün insan davranışlarının öğrenilmiş, sonradan edinilmiş davranışlar olduğu, ve tıpkı öğrenildikleri gibi "unutulup" bir yana da atılabilecekleri varsayılmaktadır. İstenilmeyen bir davranış, örneğin kadında nemlenme ya da orgazm eksikliği, tıpkı boyun ya da bel tutulmasının fizyoterapi yoluyla giderilmesi gibi giderilecek ve yerini daha doyurucu, istenilen bir davranışa bırakacaktır. Bu tür terapi, esas olarak, genellikle iki - üç haftalık bir programdan oluşmaktadır. Bu programda, terapist, hastanın bir eşle ağır ağır gelişen, yumuşak, zorlamadan kaçınan ama belli aşamalardan sırayla geçen bir cinsel ilişki kurmasını sağlamaktadır. Erken boşalma ile ilgili egzersiz, bu programın en çok uygulanan örneğidir. Terapist, bu uygulama sırasında terapiye katılan eşin, hastanın doğal, her zamanki eşi olmasını yeğlemektedir: bu, egzersizlerin daha doğal bir hava içinde geçmesini sağlayacaktır. Ama bu mümkün olmadığında, "vekil tedavisi" yöntemi uygulanmaktadır.

Burada, eşin yerini tutan bir "vekil", cinsel eş olarak hastayla fiziksel birleşmeye kadar varan bir programa katılmaktadır. Bu tür terapi yöntemlerinin özellikle erkeklerde erken boşalma, kadınlarda orgazm eksikliği sorunlarında başarılı sonuçlar verdiği bilinmektedir. Masters ve Johnson'un 10 yıllık bir çalışma süresi içinde kendilerine başvuran 342 kadından 276'sının orgazm sorunlarından kurtulduğu bildirilmiştir. Bu 342 kadından 196'sı, hiçbir zaman orgazma ulaşamayan "temel soğukluk" sınıfına girmektedir. Masters ve Johnson'un terapi sisteminde erkekler için geçerli olan ilke ve yöntemler kadınlar için de geçerlidir. Her cinsel sorun, kişilere göre önemli özellikler ve farklılıklar gösterdiği için, her terapi programının da özel olarak planlanması ve uygulanması gerekmektedir. Bununla birlikte, temel ilke, eşler arasında gerekli rahatlık, gevşeme ve mahremiyet sağladıktan sonra, aşamalı bir bedensel temas yoluyla vücudun çeşitli yerlerini cinsel duyarlığını geliştirmek olarak özetlenebilmektedir.

Orgazm olanaksızlığından yakınan bir kadın için aşağı yukarı şöyle bir program önerilecektir: önce eşler zorlayıcı olmayan, rahat bir hava içinde birbirlerine dokunacak ve okşayacaklardır. Bu, çifte birbirlerinin erojen bölgelerini keşfetme ve cinsel birleşme "görevini" yerine getirme zorunluluğunu duymaksızın haz duyma olanağı verecektir. Bu sırada, erkek de kadın da duydukları zevki artırmak için eşlerine ne yapması, nerelerine dokunması gerektiğini yumuşakça gösterebilirler. Bunun yanısıra, kadının cinsellikle pasaklılığı eşitleyen duygularını gidermek amacıyla, dokunma ve okşama sırasında bir vücut kremi de kullanılabilir. Böyle birkaç günden sonra, kadının cinsel organlarının uyarılmasına geçilebilir. Bunun en iyi yolu, erkeğin sırtını bir yere dayayarak oturması, bacaklarını açması ve kadının da yine bacaklarını açarak ve sırtını erkeğin göğsüne dayayarak oturmasıdır.

Bu şekilde, kadın erkekle göz göze gelmeyeceği için kendini cinsel duygularına rahatça bırakma olanağına sahip olacaktır. Erkek de kadına arkadan güven verici bir şekilde sarılacak ve göğüsleriyle vulva bölgesini okşayacaktır. Kadın, bu durumda, erkeğin elini, kendisine zevk veren yerlerine yöneltebilir. Burada önemli olan, kadının dölyolu nemlenmeden klitoris başına dokunulmamasıdır; bunun için erkek yumuşak bir biçimde genel klitoris bölgesini ve dölyolu ağzını elleyecektir. Bu, kadına haz verdiği sürece dölyolundan meydana gelen nemlenme giderek klitoris başının da gerginliğini azaltacaktır. Ancak, her iki eşin de orgazm için çabalamaması, kendilerini o anın haz duygularına bırakmaları zorunludur. Bunu bir kaç kez denedikten sonra, sıra cinsel birleşmeye gelir. Bu, erkeğin sırtüstü yatması ve kadının onun üzerine oturarak penisini içine alması biçiminde olacaktır. Ama penis, vajinaya girdikten sonra, bu duyguya alışmak için kadının bir süre hareketsiz kalması gerekir. Bir kaç dakika sonra, çok yavaşça kıpırdamaya başlayacaktır; bunun amacı, kadının kendi duygularını yoklaması ve yavaş yavaş zevk almayı öğrenmesidir. Bir süre sonra, erkek de hafifçe itme ve sürtme hareketlerine başlayabilir.

Amaç orgazm değil, zevk almak olarak kalmalıdır. Eğer kadın birdenbire orgazma ulaşırsa, bu hoş bir sürpriz olarak kabul edilmelidir. Bu egzersiz, kadın için de erkek için de fazla zorlayıcı bir duruma geldiğinde mutlaka ara verilmeli ve eşler birbirlerine sarılarak gevşemelidirler. Bir süre sonra yeniden uyarım ve birleşmeye geçebilirler. Bu pozisyona alıştıktan ve serbestçe zevk almaya başladıktan sonra, diğer pozisyonları deneyebilirler. Bu noktada, önce yüzleri birbirlerine dönük olmak üzere yan yatma pozisyonunu tercih etmeleri yerinde olur. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, erkeğin kendi cinsel tepkilerini ve en başta boşalmasını bir süre için kontrol edebilmesidir.

ABD ve İngiltere'deki uygulamalarında Masters ve Johnson sistemi çoğu zaman olumlu sonuçlar verdiği halde belli eleştirilere uğramaktadır. Bunlardan en önemlisi, hastalığın çocuklukta yatan ruhsal kökenine inmeyi reddettiği için gerçek bir iyileşme sağlayamadığıdır. Hastalığın kaynağı ve kendisi giderilmemekte, sadece kişinin cinsel tepkilerini engellememesi sağlanmaktadır. Ancak bu da kişinin ruhsal bakımdan sağlıklı biri gibi cinsel ilişkiden tam bir haz almasını değil, sadece penisin sertleşmesi, vajinanın nemlenmesi ve boşalma gibi cinsel işlevlerin yerine getirilmesi sağlanmaktadır. Bu nedenle, herhangi bir ruhsal sarsıntı durumunda, giderilmiş gözüken sorunlar yine ortaya çıkabilmektedir. Bu eleştiriye Masters ve Johnson okulunun yanıtı ise, cinsel sorunun ardında yatan psikolojik rahatsızlığın da onunla birlikte giderildiği yolundadır. Çoğu zaman, cinsel sorun, ruhsal sarsıntının sonucu değil, nedenidir.


hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık