8 Nisan 2008 Salı

Cinsel Çekicilik Nasıl Olur

Cinsel Çekicilik Nasıl Olur


Çeşitli araştırmalar, her türden duygusal uyarımın, cinsel çekime ve aşka yol açabildiğini göstermiştir. Birlikte coşkulu, eğlenceli, tehlikeli ya da ürkütücü deneyler yaşayan insanların sonunda birbirlerine çekildikleri ya da aşık oldukları sık sık rastlanan bir gelişmedir. Savaş veya tatil gibi "normal"in dışında sayılan dönemlerde insanların daha romantik ve tutkulu ilişkilere girmesinin nedeni budur. Ancak bu ilişkiler genellikle uzun ömürlü olmaz. Büyük olasılıkla, kişilerin bir takım duygulanmaları, yanlışlıkla aşka atfetmeleri bu ömürsüzlüğe yol açmaktadır. Belirli bir duygu yaşandığında iki türlü uyarım sözkonusu olur; Birisi fizyolojiktir, diğeri ise bu uyarımın zihinsel olarak örneğin korkuya, öfkeye veya aşka atfedilmesidir. "Aşkın atıf kuramı" olarak adlandırılan bu açıklamaya göre, birçok insan bu yanılgıya düşebilir. Örneğin, karşı cinsten biriyle karşılaştığında fizyolojik olarak çokça coşkulanan bir kimsenin bu duygulanımı yanlışlıkla "aşk" olarak tanımlaması pek mümkündür.


Cinsel çekim ve aşk birbirlerinden ayrı şeyler olmakla birlikte karşı cinsten iki insanın birbirlerini tanımak için bir arzu duymalarında cinsel çekimin oynadığı rol açıktır. Yanlış bir kanı uyandırmamak için çekicilik kavramını hemen tanımlamak gerekir. Bir çok insan bunun daha çok fıziksel olduğu yolunda, gerçeğe dayanmayan bir düşünceye sahiptir. İlk cazibenin, genellikle görme duygusuyla algılanması bu yanılgının temel kaynağıdır. Evet, çoğunlukla iki insan arasındaki cinsel çekim başlangıçta görsel olur. Süslenmeye ve giyime verilen bunca önemin başlıca nedenleri bu görsellik boyutunda yatmaktadır. Ellen Berscheid'in yaptığı araştırmalar, insanların genellikle cinsel çekicilikleri kendilerine yakın olan kimselere ilgi duyduğunu, onlara çekildiğini ortaya koymuştur. Berscheid, incelediği gruptaki insanlara, karşı cinsten kişilere ait resimler gösterip hangileriyle tanışmak istediklerini sormuştur. Öyle pek güzel olmayanlardan yalnızca bir veya ikisi, bariz güzel olan kişilerin resmini seçmiştir.

Büyük çoğunluk ise reddedilmek veya başaramamak korkusu ve kendileriyle aynı düzeyde çekiciliği olan biriyle daha rahat olacakları düşüncesiyle bundan kaçınmıştır. Denenen grup içindeki insanlar, seçim yaparken akılcı ve pratik kaygılarla hareket etmeyi tercih etmişlerdir.


Herşeye rağmen cazibenin kalıcılığı, yani sürekliliği açısından belirleyici olan,
görsellikten sonra gelen aşamadır. Karşılıklı konuşmayla birbirlerini tanımaya adım atan insanların ilk andaki çekilimlerinin devamı, bu evrede aldıkları bilgilerle sınanacaktır. Aslında bir takım araştırmalar, kadın ve erkek arasında cinsel çekim açısından bazı farklılıklar bulunduğunu ortaya koymuştur. Kadınların genellikle fiziksel görünüme erkeklerden daha az önem verdiği, bunun aksine yakınlık, içtenlik ve hoşsohbetlik gibi nitelikleri aradıkları belirlenmiştir. Eğilimlerinin bu yönde olduğu araştırmalarla doğrulandığı halde kadınların en fazla önem verdiği özelliklerin sıralaması pek kesin değildir. Kaliforniya Üniversitesi öğrencileri arasında yapılan bir araştırma, erkeklerin kadınlarda en fazla aradığı dört niteliğin sırasıyla; fiziksel çekicilik, erotizm, sevecenlik ve hoşsohbetlik olduğunu, kadınlarınsa en fazla başarı, liderlik ve mesleksel ve ekonomik başarı aradıklarını ortaya çıkarmıştır. Ele alınan gruptaki kadınların yüksek öğrenimli ve genç olmaları, karakterden çok başarı faktörüne ağırlık vermelerine yol açmıştır. Oysa daha yaşlı ve güvenli kadınlar için kişilik herşeyden önde gelmektedir. Ancak ne olursa olsun, kadınların niteliksel özelliklere önem verdiği ve dış görünümden erkekler kadar etkilenmediği genel bir kuraldır.




hastalık-saglik.blogspot.com
--------------------------------------------
hastalıklar, sağlıklı yaşam
hastalık, tıp, sağlık